Borsa İstanbul genelde 7-8 ay özelde ise 11 binin üstüne çıktığı 18 Temmuz’dan bu yana yatırımcısının yüzünü güldürmüyor. Bazı günler artıda başlayan endeks gün sonu yine ekside kapanıyor. Dün yine baş döndürücü bir hızla işlemler gerçekleşti. Endeks sabah olumlu açılış yapsa da seansın son iki saatine ise sert satışlarla girildi. 9 bin 300 seviyesine kadar geri çekilme gördük. Bu seviyeden gelen tepki alımlarıyla birlikte endeks kapanışa doğru toparlanarak günü yüzde 1,08 yükselerek 9 bin 521 seviyesinden tamamladı. Peki borsaya ne oluyor? Temelde 7 ana neden Borsa İstanbul’un tatsız seyretmesini sağlıyor.
KREDİLİ İŞLEMİN MALİYETİ YÜKSEK
Bunların başında ise yüksek faiz ve azalan şirket kârları geliyor. Yüksek faiz bir yandan hem yerli hem yabancı yatırımcıların hisse senedi piyasalarından çıkıp mevduat ve tahvil gibi sabit getirili risksiz araçlara yönelmesini sağlıyor. Diğer yandan borsada kredili işlem yapanların sayısı yüksek faiz nedeniyle her geçen gün azalıyor. Bazı zamanlar kredili hisse taşıyanların yaptıkları mecburi satışlar da endeksin sert aşağı gelmesini beraberinde getiriyor. Örneğin hafta sonu faiz masrafından kurtulmak için yatırımcı her çarşamba günü sert satışlar yapabiliyor. Hisse alım satımında 2 günlük süre (T+2) olduğu için çarşamba günü kredili işlem yapanlar cumartesi ve pazar faiz yüküne katlanmak zorunda kalıyor. Bu nedenle çarşamba günü kredili hisseler satılıyor.
ENFLASYON MUHASEBESİ DE KÂRLARI ERİTTİ
Şirket kârları ise eriyor. Bunu her gelen bilançodan görüyoruz. Enflasyon muhasebesinin de desteklediği bu erime önümüzdeki dönem ekonomi yönetiminin enflasyonu düşürmek için talebi kısma politikası nedeniyle bazı sektörler hariç daha da sürecek gibi.
Yabancı ve büyük yatırımcıları rahatsız eden bir başka gelişme, yüksek değerleme ile yani pahalı olduğu hesaplanan halka arzlar ve daha da ilerisi halka arzdan sonra bu şirketlerin hisselerindeki gelişmeler. Şirketlerin zaten pahalı halka açılan şirketlerin halka arz sonrası onlarca kez tavan olmasının ve ardından gelen sert satışların yanı sıra diğer yandan bu şirketlerin KAP’a otomobil yapacağım, altın buldum gibi açıklamaları piyasada manipülasyon kokusunu artırıyor. Bu durum zarar eden yatırımcıyı küstürürken yabancı yatırımcının da piyasadan uzak durmasını sağlıyor.
DURGUNLUK DA FİYATLANIYOR
Enflasyonun düşüş süresinin uzaması ve borsada yeni bir hikaye yazılamaması geçen yıl hisse senetleri piyasasına gelen 2,5 milyar dolarlık yabancı parasının çıkmasını sağladı. Bu süreç alım yapmayı planlayan diğer yabancı ve yerli yatırımcıların elini tuttu. Böyle olunca likidite düştü ve endekste sert hareketlere zemin hazırlandı. Algoritmik işlem yapan makinelerin devreye girmesi de süreci hızlandırdı. Başta beklenenden düşük gelen enflasyon rakamları nedeniyle ABD piyasası olmak üzere global borsaların resesyonu (durgunluğu) fiyatlaması da Borsa İstanbul’a olumsuz yansıyor. Borsa global piyasaların her düşüşünde düşüyor ancak onlar sonradan toparlansa da kaynak eksiği nedeniyle toparlanamıyor.
TEK ÇIKIŞ YOLU ENFLASYONUN DÜŞMESİ
Peki tünelin ucunda hiç mi ışık yok? Borsayı ne ayağa kaldırabilir? Öncelikle başta eylül ve ekim enflasyonu olmak üzere enflasyonun düşmesi hem makro ekonomi hem borsa için şart. Bu noktada petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye için önemli bir şans. Enflasyondaki düşüşün ardından beklenen faiz indirimi süreci borsanın yakıtı olacak. Enflasyonist yeni vergi ayarlamalarının olmaması ve Orta Vadeli Program’da (OVP) yönetilen ve yönlendirilen fiyatların hedeflenen enflasyona göre yapılacağının belirtilmiş olması da piyasanın artı hanesine yazılacak unsurlar.