Yeni eğitim ve öğretim yılı başlayalı yaklaşık bir hafta oldu. Birçok çocuk okula geri dönmenin heyecanını yaşarken, bir kısmı ise bu geçişi zor buluyor ve okula gitmeyi reddediyor. Peki çocukların okula gitmek istememesinin altında ne yatıyor? Okula gitmek istememede kritik süre ne? Bu problemin kendiliğinden düzelmesini beklemek doğru bir yaklaşım mı? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, okul kaygısı ve okul fobisine dair bilinmesi gerekenleri anlattı.
Yaklaşık 20 çocuktan birinde okula gitme isteksizliği olduğunu belirten Seçkin, “Çocukların okula gitmek istememesi genellikle yaramazlık ya da sorumluluktan kaçma olarak yorumlanır ancak çoğu zaman ayrılık kaygısı, genel anksiyete bozukluğu, depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ya da öğrenme güçlükleri bu isteksizliğin asıl sebebi olabilir. Çocuğun okula hazır olması yeterli sosyal ve iletişim becerilerinin olmasına bağlıdır” dedi.
OKUL FOBİSİNİ NASIL ANLARSINIZ?
Evde gayet sağlıklı görünen bir çocuk, okul zamanı geldiğinde mide bulantısı, baş ağrısı ya da aşırı yorgunluk gibi şikayetler yaşıyorsa dikkat! Dr. Seçkin, “Bu belirtiler abartma değildir; çocuk gerçekten kaygı yaşıyor olabilir. Stres hormonları, adrenalin ve kortizol, çocuğun vücudunda fiziksel belirtiler ortaya çıkarabilir” diye konuştu.
OKUL FOBİSİ NEDEN GELİŞİR?
Çocukların en çok geçiş dönemlerinde yani anaokuluna, ilkokula ya da ortaokula başlarken bu tür kaygılar yaşayabileceğini söyleyen Seçkin, “5-6 ve 10-11 yaşları en riskli dönemdir. Aşırı koruyucu ebeveynlik ya da aile içinde akademik başarıya verilen aşırı önem, yeni bir kardeş doğmuş olması, boşanma, taşınma, ölüm gibi büyük yaşam değişiklikleri, aile içi çatışmalar, ekonomik güçlükler ya da ebeveynlerin ilgisizliği, akran zorbalığı korkusu, derslerde başarısızlık ya da öğretmenlerden olumsuz geri bildirim alma endişesi bu probleme yol açabilir” diye konuştu.
OKUL KAYGISININ FİZİKSEL BULGULARI
Dr. Seçkin, okul fobisi yaşayan çocuklarda sık sık mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal, baş ağrısı, kontrol edilemeyen titreme ve ürperme ve sallanma gibi belirtiler görülebileceğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Evde ise anne-babaya yapışma ve onları bırakmama, karanlıktan korkma, sinir krizleri ya da kabus görme ve evdekilerin başına bir şey gelmesinden korkma gibi davranışlar sergileyebilirler. Bu tür tepkiler, basit bir inatlaşmanın ötesindedir.”
İLK KEZ OKULA BAŞLAYANLAR İÇİN NORMAL Mİ?
Dr. Seçkin, “18-24 aya kadar çocuklarda ayrılık korkusu vardır. Ebeveynden ayrılma olarak görür okula gitmeyi. Bunun büyüdükçe azalmasını bekleriz. Ancak bazı kişilerde bu okul fobisine dönüşebilir. Ebeveynlerde de aşırı koruyuculuk ve çocuğun başına bir şeyler gelecek kaygısı olabilir, bu da ayrılma bozukluğudur” ifadelerini kullandı.
AİLELER OKUL FOBİSİYLE NASIL BAŞA ÇIKABİLİR?
Bu durumu görmezden gelmenin ve sorunun kendiliğinden düzeleceğini ummanın en kötü yaklaşım olduğunu söyleyen Seçkin, burada kritik sürenin 2 hafta olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Müdahale edilmezse, okul fobisi uzun vadeli bir sorun haline gelebilir ve çocuğun eğitim hayatını, hatta gelecekteki sosyal ilişkilerini bile olumsuz etkileyebilir.”
Okula gitmek istememe probleminin uzaması durumunda mutlaka okuldan ve bir psikologdan destek alınması gerektiğini söyledi.
Peki çocuğa nasıl yaklaşılmalı?
İletişim kurun: Çocuğunuzla açıkça konuşarak, okula gitmek istememesinin sebebini anlamaya çalışın. Sorunun kaynağını bulduktan sonra, öğretmenler ve okul yönetimiyle iş birliği yaparak bu sorunu çözmeye çalışın. Bazı durumlarda ebeveynin bir süre sınıfta kalması, sonra yan odada beklemesi, sonra da okul dışında beklemesi denenebilir. Eğer sorun akran zorbalığı ise okulla iş birliği yaparak bu zorbalığı sonlandırmak gerekir. Aile şevkatle yaklaşarak çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlayacak şekilde davranmalıdır.
Düzenli bir rutin oluşturun: Çocuğunuzun her sabah aynı saatte uyanmasını, giyinmesini ve kahvaltı yapmasını sağlayın. Okula gitmek istemese bile, bu adımları atması rutini benimsemesine yardımcı olacaktır.
Evde keyifli aktivitelerden kaçının: Çocuk okula gitmedi ve evde kaldıysa, evde kalınan günlerin daha cazip hale gelmesini engelleyin. Ekran süresini sınırlayın ve okulda yapamayacağı şeylere evde de ulaşmamasını sağlayın. Örneğin; gündüz evde kalan çocuk televizyon seyredememeli, video oyunu oynamamalı, okula gitmediği günler tüm elektronikler yasaklanmalı, akşam aileyle birlikte televizyon seyretmesine de izin verilmemeli. Ertesi gün yine okula gitmezse yine yasaklanmalı.
Okulla işbirliği yapın: Çocuğunuzun okulda kendini güvende hissetmesi için öğretmenlerle ve okul yöneticileriyle işbirliği yapın. Gerekirse ilk günlerde bir ebeveynin okulda kalması, çocuğun kendini rahat hissetmesini sağlayabilir.