Uzunca yıllardır merak edilen ‘Uzay nasıl kokuyor?’ sorusu daha önce birden çok kez ve farklı astronotların yorumlarıyla tartışılan bir konu haline gelmiş durumda. Bununla birlikte, bir süredir Uluslararası Uzay İstasyonu bünyesinde mahsur kalan iki astronot, bu konuyla ilgili güncel yorumlar paylaştı. İşte detaylar…
Uzay’ın oldukça keskin ve kesif bir kokusu varmış!
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) beklenmedik bir şekilde uzun süre kalan iki Amerikalı astronot Suni Williams ve Butch Wilmore, uzayın gizemli dünyasına dair ilginç detaylar paylaştı. Boeing Starliner uzay aracının güvenlik endişeleri nedeniyle dönüşleri 2025’e ertelenen astronotlar, şu anda dokuz kişiyle birlikte altı yatak odalı bir ev büyüklüğündeki bir alanda yaşıyor.
Astronotların açıklamalarına göre, uzayın kendine has bir kokusu var. Kanadalı astronot Chris Hadfield, uzay yürüyüşü sırasında deneyimlediği bu kokuyu ‘uyarıcı ve dünyevi olmayan’ olarak tanımlıyor. Britanyalı astronot Helen Sharman ise uzayda tek bir kokunun hakim olduğunu ve buna hızla alıştıklarını belirtiyor.
Bu ilginç uzay kokusunun kaynağı, uzay boşluğundaki güçlü radyasyondan geliyor. Sharman’a göre, radyasyon uzay giysisi veya bilimsel ekipman gibi dışarı çıkan nesnelerin yüzeyinde serbest radikaller oluşturuyor. Bu radikaller, istasyon içindeki oksijenle tepkimeye girerek metalik ve toz kükürtü andıran bir koku ortaya çıkarıyor.
Bahsi geçen astronotlar, Dünya’ya döndüklerinde duyusal deneyimlere daha fazla değer verdiklerini itiraf ediyorr. Sharman, “Uzayda hava durumu yok – yüzünüzde yağmur veya saçınızda rüzgar hissetmiyorsunuz ve sadece tek bir koku alıyorsunuz. Bu deneyimlere şimdi çok daha fazla önem veriyorum!” diyor.
Bilim dünyası şaşırtıcı bir keşfe tanıklık etti: İki süper kütleli kara delik, MCG-03-34-64 galaksisinde yakınlığıyla dikkat çekti.
ISS’deki yaşam, astronotların adaptasyon yeteneklerini sınıyor. Günlük rutinleri, bilimsel deneyler, egzersiz ve kişisel bakım arasında geçiyor. 8 günlük bir görev için uzaya giden astrontolar, tam 8 aydır mahsur kalmış durumdalar. Eğer her şey yolunda giderse, 25 Eylül’de dünyaya dönmüş olacaklar.
