İsrail-Lübnan hattındaki yüksek gerilim, Lübnan’a iki gün üst üste düzenlenen siber saldırılarla daha da yükseldi. Salı günü Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazları, dün ise telsizler hedef alındı. Hizbullah, saldırılardan İsrail’i sorumlu tuttu; İsrail ise yorum yapmadı.
Washington Post’a konuşan iki Amerikan yetkiliye göre, İsrail saldırı gerçekleşmeden önce ABD’ye saldırının ayrıntılarını bildirmedi ancak daha sonra istihbarat kanalları aracılığıyla Washington’a bilgi verdiler.
Dünyanın görmeye alışık olmadığı bu siber saldırıya ilişkin bir kritik soru var: Neden şimdi?
İsrail hükümetinde uzun süredir sorunlar yaşanıyor, son dönemlerde pek çok yetkili isim istifa etti. Diğer yandan Washington daha geniş bir çatışmayı önlemek için çabalıyor. Uzmanlar, saldırının zamanlaması ve İsrail’in Lübnan’daki niyeti sorusunun yanıtını arıyor.
İsrail’in siber saldırıları tam olarak nasıl gerçekleştirdiği ve hatta bu operasyonların bitip bitmediği belirsiz. Üst düzey eski bir üst Mossad görevlisi Oded Eilam, Washington Post’a verdiği demeçte, “İlk patlamalardan sonra büyük bir askeri hareketlilik yapılmadı, bu da zamanlamanın en uygun zaman olmadığını gösteriyor” dedi.
Aylarca, hatta yıllarca süren bu tür operasyonların harekete geçirildikten sonra raf ömrünün kısa olduğunu söyleyen Eliam, “Operasyonun tehlikeye girmemesi ve istediği etkiyi alabilmesi için stratejik hususların dengelenmesi gerekiyor” dedi. Eliam, bu operasyonu Hizbullah’ın “Pearl Harbor’ı” olarak tanımladı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, dünkü patlamalarının ardından yaptığı açıklamada, “Savaşta yeni bir aşamanın başlangıcındayız” dedi ve operasyonların ağırlığının kuzeye yöneldiğini söyledi.
7 Ekim’de başlayan İsrail-Hamas çatışmalarının ardından İsrail-Lübnan hattında da gerilim yükselmişti. Hizbullah, Gazze’de ateşkes sağlanana kadar geri adım atmayacağının mesajını vermişti. İsrail-Lübnan sınırında aylarca süren karşılık yoğun saldırıların ardından Lübnan’a yönelik siber saldırılar gerilimi daha da artırdı.
Washington Post’a konuşan bölgeden bir yetkili, “Zaten tırmanış merdiveninin epey yukarısındaydık. Bu, İsrail için büyük bir kumardı.” dedi. Arap güvenlik yetkilileri, İsrail’in Hizbullah’ın çağrı cihazlarında bir sorun fark ettiğini ve bunu “kullan ya da at” sorusuyla karşı karşıya kaldığını tahmin ettiklerini söyledi. Yetkililer, aksi takdirde zamanlamanın mantıklı olmadığını dile getirdi.
Bölgeden bir güvenlik yetkilisi, “Bir mesaj göndermeye çalışıyor olsalar bile, neden şimdi? Hizbullah’tan bir tepki gelecek. Daha geniş bir savaşı önlemekle gerçekten ilgileniyorsanız bunu neden yapıyorsunuz?” dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün akşam yaptığı açıklamada, “Daha önceden de söylediğim gibi (İsrail) kuzey sakinlerini güvenli bir şekilde evlerine geri döndüreceğiz. Tam olarak yapacağımız bu.” ifadelerini kullandı. İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Hizbullah ile çatışmaların devam ettiği kuzey sahası için saldırı ve savunma planlarını onayladığını açıkladı.
Eliam, İsrail’in tüm bu söylemlerine rağmen, askeri hazırlıklarını tam kapsamlı şekilde geliştirmediğini ve ABD’nin İsrail’e bölgesel bir savaş başlatmaması için “çok fazla baskı” yaptığını belirtti.
ABD, her seferinde bölgede gerilimi tırmandıracak adımlar kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Ancak Temmuz ayında da tüm uyarılara rağmen gerilim yükselmişti. Ateşkes müzakerelerinde kritik bir aşamadayken, İsrail önce Beyrut’ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükrü’yü ardından da Tahran’da Hamas lideri İsmail Haniye’yi düzenlediği suikast sonucu öldürmüştü.
ABD’li bir yetkilisi, İsrail’in çağrı cihazı patlamalarından önce Biden yönetimine Lübnan’da bir tür operasyon düzenlemeye hazırlandığını bildirdiğini ancak ayrıntı vermediğini söyledi. Yetkililer saldırının ölçeğini gördüklerinde şaşırdılar ve şu ifadeleri kullandılar: “Lübnan’da aynı anda yüzlerce çağrı cihazının patlayacağının farkında değildik.”
Eski Mossad şefi Danny Yatom, patlayıcı cihazların Hizbullah içinde “panik, stres ve şok yaratmayı” amaçladığını söyledi. Yatom, “Bu tek başına ayakta duramayan bir operasyon. Lübnan’da daha belirleyici bir savaş başlatabilecek bir operasyon.” dedi.
Ancak operasyonun siyasi arka planı, saldırının zamanlaması ve daha geniş stratejik önemi hakkında soruların yanıtı bilinmiyor. Geçtiğimiz hafta, Netanyahu’nun aylarca süren savaş stratejisi anlaşmazlığının ardından Gallant’ın yerine geçmeyi planladığına dair haberler çıktığı için İsrail hükümeti için çalkantılı bir haftaydı.
Gallant, Netanyahu’nun Gazze’de ateşkesi kabul etmesi için kamuoyuna baskı yaptı ve bu, ordunun tüm dikkatini Lübnan’a vermesine olanak tanıdı. Le Beck International risk danışmanlığında istihbarat şefi Michael Horowitz, “İsrail’in böylesine yüksek riskli bir operasyona girişmek üzere olduğunu bilerek savunma bakanını görevden almayı planlayacak kadar pervasız olup olmadığını bilmek zor, yoksa operasyon son dakikada mı gerçekleştirildi” dedi.
Analistler, İsrail’in saldırıyı başlatmadan önceki niyeti ne olursa olsun, hükümetin şimdi yakalanan ivmeyi değerlendirip Hizbullah’ı vurması için artan bir iç baskıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. Bölgede artan gerilimde İsrail’in bir sonraki adımı, Hizbullah’ın nasıl yanıt vereceği merak ediliyor.