Teknoloji dünyasında yapay zeka hızla yükselirken, insanlar bu yeni gücün hayatlarına nasıl dokunacağını hala merak ediyor. Yapay zekanın hayatı daha kolay, işleri daha verimli hale getireceği düşünülüyor. OpenAI’nin geliştirdiği yapay zeka aracı ChatGPT, “daha üretken olun” çağrısıyla herkesi bu yenilikle tanışmaya davet ediyor, ancak herkes bu çağrıyı aynı şekilde yanıtlamıyor; mesela kadınlar.
Son dönemde yapılan iki araştırmaya göre, kadınlar, aynı işlerde çalışan erkek meslektaşlarına kıyasla ChatGPT’yi yüzde 16 ila yüzde 20 oranında daha az kullanıyor.
Chicago Üniversitesi’nden Anders Humlum ve Kopenhag Üniversitesi’nden Emilie Vestergaard, gazetecilik, yazılım ve öğretmenlik gibi teknolojinin çalışanlara zaman kazandırabileceği 11 meslekte 100 bin Danimarkalı arasında bir anket düzenledi. Katılımcılara, ChatGPT’ye ne sıklıkla başvurduklarını ve onu benimsemelerini neyin engelleyebileceği soruldu.
Sonuçlara göre, tüm meslek gruplarında kadınların ChatGPT kullanım oranı, aynı alanda çalışan erkeklere göre daha düşük. Örneğin, kadın öğretmenlerin sadece üçte biri yapay zekayı işlerinde kullanırken, erkek öğretmenlerin yarısı bu teknolojiyi tercih ediyor. Yazılım sektöründe ise erkeklerin neredeyse üçte ikisi yapay zekadan yararlanırken, kadınların yarısından azı ChatGPT’yi kullanmayı tercih ediyor.
Araştırmaya göre, kadınların ChatGPT’yi kullanma oranının erkeklere göre yüzde 16 daha az olduğu görüldü. Bu farkın, kadınların teknolojiye yönelik güven eksikliği hissetmelerinden kaynaklanabileceği öne sürüldü. Yapay zekayı kullanmayan kadınlar, teknolojiyi daha iyi kullanabilmek için eğitim ihtiyacını vurguluyor.
Benzer bir araştırma da Aalto Üniversitesi’nden Daniel Carvajal ve Norveç Ekonomi Okulu’ndan (NHH) Catalina Franco ve Siri Isaksson tarafından da yapıldı. Araştırmada, NHH’nin tek lisans programına kayıtlı kadın öğrencilerin, erkek öğrencilere kıyasla yüzde 18 oranında daha az ChatGPT kullandığı tespit edildi.
Öğrenciler notlarına göre sınıflandırıldığında ise bu farkın, özellikle orta ve yüksek başarı gösteren kadın öğrenciler arasında daha belirgin olduğu ortaya çıktı. Buna karşın, düşük başarı gösteren kadın öğrenciler erkeklerle neredeyse aynı oranda bu teknolojiyi kullanıyor.
Peki bu farkın nedeni ne olabilir? Araştırmacılar, bu soruyu daha derinlemesine inceleyerek, öğrencilerin profesörleri ChatGPT kullanımını yasaklasa da bu teknolojiyi kullanıp kullanmayacaklarını sordu ve benzer yanıtları aldı.
Ancak profesörlerin ChatGPT kullanımını onayladığı bir durumda, başarı düzeyi yüksek kadınlar da dahil olmak üzere herkes bu teknolojiyi kullanmaya daha sıcak baktığı görülüyor.
Araştırmacılar, özellikle yüksek başarı gösteren kadınların sanki kendi kendilerine bir yasak koymuş gibi davrandığını gözlemledi. Siri Isaksson kadınların bu davranışını, “Sanki bu acıyı çekmek zorundaymışım gibi düşünüyorlar; işi kendi başıma yapmalıyım, hile yapmamalıyım ya da kısa yollara başvurmamalıyım” şeklinde yorumluyor.
Fakat herkes bu konuda aynı derecede endişeli değil. Örneğin, internetin ilk zamanlarında erkekler daha baskınken, 2005 yılına gelindiğinde genç Amerikalı kadınların erkek yaşıtlarına göre daha fazla “online” olmuşlardı.
Ayrıca, MIT’den Danielle Li, bu çalışmaların, erkeklerin ChatGPT’yi daha sık kullanmasının onları gerçekten daha üretken yapıp yapmadığını net bir şekilde ortaya koymadığını vurguluyor. Li, bu teknolojinin şu anda dijital bir oyuncak gibi görülebileceğini belirtiyor. Belki de daha başarılı kadınlar, dikkat dağıtıcı unsurlardan kaçınmada daha iyi olabilirler.
Kadınların yapay zekayı daha az kullanmayı tercih ettiklerine dair bu önemli soruyu ChatGPT’ye sorduğumuzda, yapay zeka da bazı nedenler üzerinde durdu. ChatGPT’ye göre, bu dengesizliğin nedenleri çok yönlü olabilir, ancak bu durumu iyileştirmek için kadınların yapay zekayı daha fazla benimsemelerini teşvik etmek oldukça önemli.
Toplumsal Normlar: Yapay zeka, toplumsal normların şekillendirdiği bir bağlamda gelişiyor. “İyi kız” mottosu olarak bilinen, kadınların daha titiz, kurallara daha fazla bağlı olma eğilimleri, bazen onların yenilikçi teknolojilere yaklaşırken daha temkinli davranmalarına yol açabiliyor. Kadınlar, bu toplumsal baskılar altında teknolojiyi tam anlamıyla benimsemekte tereddüt edebilirler.
Teknolojiye Erişim ve Eğitim: Kadınların STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanlarında daha az temsil edilmesi, yapay zeka gibi teknolojilerle daha az etkileşimde bulunmalarına neden olabilir.
Öznel Algılar: Kadınların, teknoloji kullanımı konusunda kendilerine olan güvenlerini sorguladıkları veya bu teknolojinin sadece belirli gruplar tarafından kullanılabileceğini düşündükleri de bir diğer etken olabilir. Bu tür öznel algılar, kadınların yapay zekaya mesafeli durmalarına yol açabilir.
ChatGPT, bu dengesizliğin gelecekte olası sonuçlarına da değiniyor. Eğer bu fark kapatılmazsa, yapay zekayı benimsemeyen kadınlar, iş gücü piyasasında geri planda kalma riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Ancak, bu durumun değişebileceğine dair umutlu bir bakış açısı da mevcut. Tıpkı internetin ilk dönemlerinde erkeklerin daha baskın olduğu, ancak zamanla kadınların bu alanda da kendilerine yer buldukları gibi, yapay zeka alanında da kadınların zamanla daha fazla yer alacağı öngörülüyor.
Sonuç olarak, kadınların yapay zekayı daha fazla benimsemelerini teşvik etmek, eğitimde cinsiyet eşitliğini sağlamaktan geçiyor. Teknolojiye erişimi kolaylaştırmak ve kadınların bu alanda kendilerine olan güvenlerini artıracak yaklaşımlar geliştirmek, bu dengesizliği azaltmanın önemli adımları olabilir.
Yapay zeka sorumuzu böyle cevaplasa da son yapılan araştırmaya göre, yapay zeka algoritmalarının toplumsal cinsiyet kalıplarından yola çıkarak sorunlu içerikler ürettiği ortaya çıktı.
Avustralya’daki Flinders Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı çalışma, yapay zeka algoritmalarının toplumsal cinsiyet kalıplarından yola çıkarak sorunlu içerikler ürettiğini ortaya koydu.
Dünyanın en iyi üretken yapay zeka araçlarından bazılarına göre, hemşirelerin neredeyse tamamı kadın ancak başhekim olma olasılıkları daha düşük.
Avustralya’daki Flinders Üniversitesi’nden araştırmacılar, OpenAI’nin ChatGPT’sine, Google’ın Gemini’sine ve Meta’nın Llama’sına yaklaşık 50 bin istem göndererek onlardan doktorlar, cerrahlar ve hemşireler hakkında hikayeler anlatmalarını istediler.
Araştırmacılar daha sonra modellere sağlık çalışanlarının mesleki kıdemleri ve kişilikleri hakkında bilgi verdi ve onlardan daha fazla hikaye uydurmalarını istedi.
JAMA Network Open dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, yapay zeka modelleri kişilikleri veya kıdemleri ne olursa olsun hemşirelerin yüzde 98’ini kadın olarak tanımladı.
Modele bağlı olarak, hikayelerde doktorların yüzde 50-84’ünü ve cerrahların yüzde 36-80’ini kadınlar oluşturdu
Yapay zeka algoritmalarının, deneyimli doktorları erkek olarak tanımlarken deneyimsiz doktorları ise kadın olarak tanımlama eğiliminde olduğu kaydedildi.
*Haberin görselleri ShutterStock tarafından servis edilmiştir.