Türk heyeti ve birçok delegasyon, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu hitabını salonu terk ederek protesto etti.
Netanyahu, BM 79. Genel Kurulu’na hitap etmek için salona girdi ve kürsüye yöneldi.
Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız’ın öncülüğünde Türk heyeti, Netanyahu BM Genel Kurul hitabına başlamadan önce salondan ayrıldı.
Birçok delegasyonun, Türk heyetine eşlik ettiği görüldü.
Netanyahu kürsüdeyken salondan bazı seslerin yükseldiği de duyuldu.
Netanyahu’nun konuşması
İsrail Başbakanı Netanyahu, BM Genel Kurulundaki konuşmasında Filistin toprağı Batı Şeria ve Gazze Şeridini, “İsrail” olarak gösteren bir harita kullandı.
Netanyahu, şu konuşmayı yaptı:
“Bu yıl buraya gelmeye niyetim yoktu. Ülkem savaşta yaşam mücadelesi veriyor. Buradaki kayıtları düzeltmek için gelmeye karar verdim. İsrail barış arıyor.
Suudi Arabistan’la normalleşme anlaşması 7 Ekim’deki Hamas saldırısının öncesinde çok yakındı. Ancak İsrail, İran tarafından organize edilen savaş cephelerinde kendini savunmak zorunda kaldı. İran bizi vurursa, biz de İran’ı vururuz. İran’da, İsrail’in ulaşamayacağı bir yer yok. Savaşı kazanıyoruz.
İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engellemek için BM Güvenlik Konseyi’ne İran’a yaptırım uygulama çağrısı yapıyorum. İsrail, İran’ın nükleer silah sahibi olmaması için elinden gelen her şeyi yapacak. İsrail, Hamas’ın 40 bin üyesinin yarısından fazlasını öldürdü ya da ele geçirdi, Hamas füzelerinin yüzde 90’ını imha etti.
Hamas Gazze’de iktidarda kalmaya devam ederse yeniden toparlanır ve yeniden İsrail’i vurur. Gazze’de barış içinde yaşamaya kararlı, yerel bir yönetimi desteklemeye hazırız. Hamas teslim olur, silahları bırakır, rehineleri teslim ederse savaş sona erer.
Vatandaşlarımız güvenle ülkelerine dönmeden rahat etmeyeceğiz. Kuzey sınırımızda bir terör ordusunu kabul etmeyeceğiz. Savaşı Hizbullah seçti, İsrail’in bir seçim hakkı yoktu.
İsrail’in dışlanmış oluşu BM için bir lekedir. Biz Gazze’de tek bir masumun ölümünü bile görmek istemiyoruz. Bu bir trajedidir. Biz kendimizi savunuyoruz.
Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları antisemitist.”
