Lübnan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Amin Salam, Habertürk TV Güvenlik Politikaları Koordinatörü Çetiner Çetin’e İsrail-Lübnan arasında yükselen tansiyonun ekonomideki etkilerini anlattı.
Salam’ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
ÇETİNER ÇETİN: Sayın Bakan, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları ekonominizi nasıl etkiledi?
“TURİZM VE TARIM CİDDİ ŞEKİLDE ZARAR GÖRDÜ”
AMIN SALAM: İsrail’in Lübnan’a açtığı savaş, zaten zor durumda olan ekonomimizi daha da derin bir krize sürükledi. Bugün Lübnan ekonomisi, savaşın doğrudan etkisiyle büyük bir baskı altında. Özellikle sosyal konut projelerindeki artış ve beklenen ekonomik büyümenin durması gibi faktörler, Lübnan’a döviz girişini büyük ölçüde engelledi. Turizm ve tarım gibi temel sektörler de ciddi şekilde zarar gördü. Bu sektörler, ülkemize döviz kazandıran ana unsurlardı. Ancak şu anda iş fırsatları neredeyse yok oldu ve ekonomi büyük bir durgunluk yaşıyor. Lübnan’ın mali yapısında büyük bir boşluk var ve bu durum, ülke için ciddi zorluklar ve büyük soru işaretleri yaratıyor.
“BU SAVAŞ BİZİ DAHA DA ÇIKMAZA SORUYOR”
ÇETİN: Uzun süredir ekonomik krizle mücadele eden Lübnan’da mali kaynaklarınızı nasıl yönetiyorsunuz? İsrail’in baskıları bu süreci nasıl etkiliyor?
SALAM: En büyük korkumuz, savaşın genişlemesi ya da uzaması. Lübnan zaten son üç yılda ekonomik ve sosyal alanda ciddi bir kötüleşme yaşadı ve bu süreçte ekonomimizin ne kadar kırılgan hale geldiğini defalarca dile getirdik. Savaşın uzaması ya da genişlemesi, Lübnan ekonomisini çok daha zor bir duruma sokar ve ülkeyi belirsiz bir geleceğe sürükler. Şu anda bir ateşkes sağlanamazsa, ekonomimiz daha da kötüleşecek ve toparlanma umutlarımız yok olacak. Savaşın genişlemesi veya uzaması, büyüme beklentilerimizi, yabancı yatırımları ve ülkeye giren döviz akışını tamamen durduracaktır. Lübnan ekonomisi zaten yorgun ve toparlanmaya ihtiyaç duyarken, bu savaş bizi daha da çıkmaza sokuyor.
ÇETİN: Lübnan ekonomisini ayakta tutan ana gelir kaynakları nelerdir?
SALAM: Lübnan’da turizm sektörü her zaman ana gelir kaynaklarımızdan biri olmuştur. Ekonomik kriz döneminde bile turizm, ülkemize döviz kazandıran en önemli sektörlerden biriydi. Özellikle Lübnan diasporası ve yabancı turistlerin ülkeye getirdiği döviz, ekonomimize büyük katkı sağlıyordu. Ancak şu anda turizm sektörü %80 oranında zarar gördü ve bu durum ekonomimize büyük darbe vurdu. Diğer önemli gelir kaynağımız ise tarım ve gıda üretimiydi. Güney ve Bekaa bölgelerindeki tarım arazilerinin savaş nedeniyle zarar görmesi, gıda maddeleri ihracatımızı durma noktasına getirdi. Şu anda, Lübnan ekonomisi için gerçekten ciddi bir gelir kaynağımız kalmadı.
“SAVAŞIN BİR AN ÖNCE SONA ERMESİ GEREKİYOR”
ÇETİN: Lübnan’ın şu anda bir savaş içinde olduğunu kabul ediyor musunuz? Bu kaotik ortamda ithalat ve temel ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyor musunuz?
SALAM: Evet, bu gerçek bir savaş. Kelimenin tam anlamıyla genişleyen bir savaş ve tüm Lübnan’ı etkiliyor. Yerinden edilme, yıkım ve büyük kayıplar gibi konular Lübnan’ın sosyo-ekonomik durumunu ciddi şekilde etkiliyor. Bu savaşın bir an önce sona ermesi gerekiyor çünkü savaşın uzaması sadece ekonomimize değil, toplumumuza da büyük zarar verecek. Bu durum, genel olarak bölgeyi büyük bir risk altına sokacaktır.
ÇETİN: Türkiye ile ilişkileriniz nasıl? Ticari ve ekonomik işbirliklerinizde son durum nedir?
SALAM: Bu soruyu bir fırsat olarak değerlendirip, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türk halkına Lübnan’a verdikleri büyük destek için teşekkür etmek istiyorum. Türkiye, Lübnan’ı bu zor süreçte asla yalnız bırakmadı ve desteklerini esirgemedi. Türkiye ile ticari ilişkilerimize gelince, Lübnan’daki büyükelçiliğimiz ve Türkiye’deki mevkidaşlarımızla ticaret bakanlıkları ve diğer bakanlıklar aracılığıyla temaslarımız sürekli olarak devam ediyor. Türk mallarının Lübnan’a ithalatı oldukça büyük bir hacme sahip ve bu durum ticaret hacmimizde önemli bir yer tutuyor. İlişkilerimiz tarihi, kalıcı ve güçlü temellere dayalı.
“ERDOĞAN’A BİR KEZ DAHA TEŞEKKÜR EDİYORUZ”
ÇETİN: İsrail’in baskıları piyasa ticaretini de doğrudan etkiliyor. Savaş ekonomisinin ortaya çıkması halinde Lübnan’da piyasayı yönetebilecek misiniz?
SALAM: Bugün, savaşın genişlemesi veya uzaması durumunda Lübnan ekonomisinden geriye kalanları da kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Lübnan ekonomisi bugün çok hassas bir durumda. Para birimimizin döviz kuru istikrarını korumak bile oldukça zor. Beklediğimiz ekonomik büyümeyi kaybediyoruz ve turizm, tarım gibi savaşın vurduğu hayati sektörler üzerinden gelen gelirleri de kaybediyoruz. Eğer savaş genişlerse veya uzarsa, bu durum ekonomimizi tamamen felç edebilir. Bu nedenle, diplomatik eylem çağrısında bulunuyoruz ve Lübnan’ın dostlarına İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırganlığını derhal durdurmaları için çağrı yapıyoruz. Bu savaşın derhal sona ermesi gerekiyor.
ÇETİN: İsrail’in Gazze’nin ardından Lübnan’a yönelik işgal girişimi karşısında Türkiye’nin tutumunu Lübnan siyaseti ve halkı nasıl değerlendiriyor?
SALAM: Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler toplantıları sırasında sergilediği net ve destekleyici tutum için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Türkiye, Gazze’de ve Lübnan’da yaşanan bu saldırganlığa karşı açık ve güçlü bir duruş sergiledi. Türkiye’nin bu tutumu, Lübnan halkına büyük manevi destek verdi ve Türk-Lübnan ticari ilişkilerini pekiştirdi. Türkiye’nin Lübnan’a verdiği destek, iki ülke arasındaki işbirliğinin devam etmesi açısından çok önemli. Türk özel sektörü ile Lübnan sektörü arasındaki işbirliğini güçlendiren, siyasi, ekonomik ve insani alanlarda ilişkilerimizi daha da ileriye taşıyan bir yaklaşım sergilendi. Türkiye’nin bu desteği, Lübnan için büyük bir umut kaynağı.