Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin marka değerine katkıda bulunmak üzere düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali‘nin bu yılki 13’üncü ayağı olan İstanbul Kültür Yolu Festivali devam ediyor.
6 Ekim’de sona erecek olan İstanbul Kültür Yolu Festivali’nde; sergilerden, konserlere; söyleşilerden, sinema – tiyatro etkinliklerine kadar kültür – sanatın her dalında etkinlik düzenlendi / düzenleniyor.
Bu yıl öne çıkan sergiler; Andy Warhol’un “Warhol’un Dünyası-Pop Art’in ikonu”, ‘Pablo Picasso’, “Frida Kahlo’nun Günlükleri”, ‘Leonardo Da Vinci- Rönesans Dehası’, Refik Anadol’un yeni projesi olan “Yeryüzü Rüyaları: Anadolu’da” ve Sebastião Salgado’nun ‘Genesis‘i…
Bu sergiler; İstanbul Kültür Yolu Festivali’nin bitiminden sonra da devam edecek.
Bu sergilerin yanı sıra bir sergi daha var ki Türk sinemasının 64 yıllık tarihine ışık tutuyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ‘Bay Sinema – Türker İnanoğlu’ sergisini ziyaret etti. Yıllarca Türker İnanoğlu’nun asistanlığını yapan Nurcan Kuran, Ersoy’a sergi hakkında bilgi verdi.
Hayatını 2 Nisan 2024’te kaybeden, ‘Bay Sinema’ ünvanına sahip Türker İnanoğlu’nun adına açılan ‘Bay Sinema – Türker İnanoğlu’ sergisi…
Futbolcu olmak isterken bir maç sırasında rakip oyuncuyla çarpışarak çenesi kırılan Türker İnanoğlu, babasının direktifiyle futbolu bırakmak zorunda kaldı. Grafik öğrenimi gördüğü dönemde, sinemayla ilgilenmeye başlayan İnanoğlu, sektöre 1959’da yönetmen yardımcısı olarak girdi. 1960’ta kurduğu Erler Film, Türkiye’nin en uzun soluklu yapım şirketi olmasının yanı sıra en çok üretimde bulunan yapım şirketi olma özelliğine sahip.
Fahri doktora ünvanlı tek sinemacı olan Türker İnanoğlu adına açılan ‘Bay Sinema – Türker İnanoğlu’ sergisi, TÜRVAK (Türker İnanoğlu Vakfı) bünyesinde yer alan, Türkiye’nin en kapsamlı sinema müzesinden seçilmiş materyallerden oluşuyor.
Sergide yer alan Türkiye’nin en uzun soluklu yapım şirketi Erler Film’e ait materyaller, ziyaretçilerini zaman yolculuğa çıkarırken, 5 cumhurbaşkanından, çeşitli bakanlık, kurum, kuruluş, festival ve derneklerden aldığı yüzlerce takdirname, ödüller, Türker İnanoğlu’nun neden ‘Bay Sinema’ olduğunun altını çiziyor.
2018’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nde Türker İnanoğlu’nu ödüle lâyık gördü. İnanoğlu’na Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi.
Türker İnanoğlu’nun Aldığı Ödüller, Plaketler, Onur Belgeleri;
• Cumhurbaşkanı ve Bakanlardan Aldığı Ödüller… 13
• Basından Aldığı Ödüller… 51
• Vali ve Belediye Başkanlarından Aldığı Ödüller… 23
• Yabancı Kurumlardan Aldığı Ödüller… 8
• Sinema Meslek Birliği ve Derneklerinden Aldığı Ödüller… 11
• Film Festivallerinden Aldığı Ödüller… 21
• Eğitim Kurumlarından Aldığı Ödüller… 22
• Muhtelif Kurumlardan Aldığı Ödüller… 81
TOPLAM… 230
Beyoğlu Atlas Pasajı içinde yer alan İstanbul Sinema Müzesi’nde yer alan ‘Bay Sinema – Türker İnanoğlu’ sergisi, ziyaretçilerine; belki de defalarca izledikleri, hafızalarına kazınan filmlerin afiş, orijinal senaryolar, kostümler gibi kamera önü, kamera arkasında kullanılan birçok materyali görme, çekilme hikâyelerini öğrenme imkânı sunuyor.
Sergide; aynı zamanda 222 filmle dünyanın en çok başrolde film çeken kadın oyuncusu Türkan Şoray‘ın kariyerine nasıl başladığı da gözler önüne seriliyor.
Türkan Şoray, henüz 15 yaşında olan ortaokul son sınıf öğrencisiydi.
Hayali; öğretmen olmaktı.
O sıralarda annesi Meliha Sav’ın Karagümrük’te kiraladığı ev, dönemin ünlü oyuncularından Emel Yıldız’ın ailesinindi.
Emel Yıldız, bir gün sohbetleri sırasında Türkan Şoray’ı başrolünde rol aldığı filmin setine götürmek istediğini söyleyerek; “Annenden ben izin alırım. Seni film setine götüreyim” dedi.
İzin alındı.
Türkan Şoray’ın Emel Yıldız’ın elinden tutarak yürüdüğü yolun sonunda varılan ‘Köyde Bir Kız Sevdim’in seti, Türk sinemasının ‘Sultan’ının ilk filmi olacaktı.
Ne var ki o gün; ne Emel Yıldız, ne de Türkan Şoray, bunun farkındaydı.
Emel Yıldız
Türker İnanoğlu; ‘Köyde Bir Kız Sevdim’i Çan Film adına çekiyordu. Başroldeki kadın oyuncu da Emel Yıldız’dı. Aslına bakılacak olursa İnanoğlu, Emel Yıldız’ı rol için baştan beri yaşça büyük görüyordu. Bu düşüncesini yapımcısı Zeki Çan’a birkaç kez söylemişti.
Çekimlerin üçüncü gününde Emel Yıldız ile sete giden Türkan Şoray, Türker İnanoğlu’nun dikkatini çekti. Zeki Çan’ın yanına giderek sete misafir olarak Türkan Şoray’ı Emel Yıldız’ın yerine oynatmak istediğini söyledi. Çan, 3 günlük çekimleri çöpe atmanın masraflı olacağını söyleyerek kabul etmediyse de İnanoğlu, ısrar etti.
Zeki Çan, Türker İnanoğlu’nun baskıya dönüşen ısrarı karşısında daha fazla direnemeyerek Türkan Şoray’ın filmde rol almasını kabul etti.
Ne var ki ortada iki sorun vardı.
Birincisi; Türkan Şoray ile annesinin kabul edip – etmeyeceği bilinmiyordu.
İkincisi; Emel Yıldız’ın, yerine başka birinin rol alması, üstelik o kişinin elinden tutup getirdiği kişi olması karşısında tavrının ne olacağı, maraza çıkarıp çıkarmayacağıydı.
Emel Yıldız, düşünülenin tersine hiç zorluk çıkarmadığı gibi Türkan Şoray’ın evinin adresini verdi.
Türkan Şoray; birkaç yıl önce polis olan eşinden boşanan annesi Meliha Sav ve kız kardeşi Nazan Şoray ile Sulukule’nin biraz ilerisindeki Sultan Mahallesi’nde oturuyordu.
Set amiri, evlerine giderek Türker İnanoğlu’nun selamı eşliğinde Maliha Sav’ı sete davet etti.
Meliha Sav, daveti kabul ederek sete gitti.
Türker İnanoğlu, Meliha Sav’a kızı Türken Şoray’ı oyuncu yapmak istediğini söyleyerek izin istedi.
Melia Sav, kızının nasıl bir ortamda kimlerle çalışacağını gördükten sonra düşünmek üzere setten ayrıldı.
Meliha Sav, sonraki birkaç günde kararını vererek ‘Tamam’ dedi.
Meliha Sav – Türkan Şoray
Türkan Şoray, annesi Meliha Sav’ın rıza göstermesiyle 500 lira karşılığında ‘Köyde Bir Kız Sevdim’in oyuncu kadrosuna dâhil oldu.
İlk filminde başrol…
Türker İnanoğlu’nun öngörüsü, Türkan Şoray’ın Allah vergisi güzelliğine çalışkanlığı ve azmiyle şükran duymasıyla ortaya çıkan Türk sinemasının ‘Sultan’ı, bir dünya rekortmeni..
Türker İnanoğlu, o günü şöyle anlatmıştı; “Emel Yıldız, sete 15 – 16 yaşlarında çok güzel bir kızla birlikte geldi. Kara gözlüydü. Üzerinde yeşil bir manto vardı. Bir kenara oturdu, etrafına bakınarak. İnsanın yüreğinin içine dalan bakışları vardı. Müthiş güzeldi. O ana kadar sinemaya böyle bir güzel gelmemişti.”