Türkiye 2013 yılına kayıp Amerikalı Sarai Sierra cinayetiyle girerek sarsıldı. 7 Ocak günü Türkiye’ye gezmek için gelen Sierra adlı kadın bir kağıtçı tarafından öldürüldü. Dünya basınında günlerce yer alan bu cinayetin çözülmesinde KŞB yani İstanbul Kayıp Şahıslar Büro Amirliği’nin emeği çoktu.
Şubenin içinde o yıla kadar hep atıl durumda olan bu birim, 2012’nin sonlarında gelen yeni amirle çehresi ve çalışma sistemi değişerek başarılı işlere imza atmaya başladı. Sarai Sierra olayını çözmeleri ise yetkililerin kayıplar masasına bakış açısını değiştirdi. Eskiden takip ettikleri önemli dosyaları ellerinden alınıp cinayet masasına veriliyordu. Ancak Sierra soruşturmasından sonra her şey değişti.
YABANCI UYRUKLU İŞ İNSANI KAYIP
Büroya yeni bir logo yapılmış ve birim KŞB olarak anılmaya başlanmıştı. Sierra soruşturmasındaki başarının ardından bu birim önemli dosyaları çözmeye başladı. Sierra cinayetinden tam 5 ay sonra KŞB’ye konsolosluk üzerinde bir kayıp başvurusu geldi. Türkiye’ye gelen Mısır asıllı Ukraynalı bir iş insanı kayıplara karışmıştı. O dönem KŞB’de görev yapan emekli polis memuru İrfan Dursun, gelen başvuruyu aldıklarını belirterek “İş insanından İstanbul’a geldikten sonra haber alınamamıştı. Ben de, yeni büro amirimiz Oktay Kapsız ile birlikte Gasp Büro’dan Kayıplar Masası’na yeni gelmiştim” dedi.
HAVALİMANINA BAKILDI
Ağır kısım olarak tabir edilen Gasp Masası’ndan Kayıplar’a gelen Dursun şöyle devam etti; ‘Oktay amirimle 10 yıldır birlikteydim. O benim ilk ekip şefimdi. Komiserliğinden bu yana birlikteydik. O kayıplara geçince ben de onunla geçtim. Sierra olayından sonra bu kayıp başvurusu yapılan kişinin yabancı uyruklu olması konuyu daha da hassaslaştırdı. İlk işimiz tabii bu adamın İstanbul’a ne zaman ve kimle geldiğine bakmak olacaktı. Bunun için de havalimanına gidip, tüm kayıtlara baktık.”
ORTAĞIYLA GELMİŞTİ
Mısır asıllı Ukraynalı iş insanının hemen kimlik bilgilerini ortaya çıkarttıklarını anlatan emekli polis memuru İrfan Dursun, bazı görüntülere ulaştığını belirterek “Biz kayıp şahsın havalimanındaki görüntüsüne ulaştık. Görüntüleri incelediğimizde yanında biri vardı. Birlikte havalimanından ayrılıyordu. Yanındaki kişi İran asıllı Alman vatandaşı olan iş ortağıydı. Tabii bizim için ilk şüpheli bu kişi oldu” dedi.
EN SON BAĞCILAR’DA GİTMİŞ
Önce sıradan bir kayıp gibi görülen iş insanının kaybolması giderek esrarengiz olmaya başladı. Bu iş insanı İstanbul’da kimlerle görüştü? En son nereye gitti? Kaçırıldı mı? Yoksa öldürüldü mü? Akıbeti merak ediliyordu. Tüm bu soruların cevabını büro amiri başkomiser Oktay Kapsız’la birlikte ekibi verecekti. Başkomiserin kurduğu özel ekipte yer alan Dursun, iş insanın en son Bağcılar’a gittiğini tespit ettiklerini söyledi.
ARTIK CİNAYET DÜŞÜNÜLÜYORDU
Her olayda olduğu gibi bu olayda da bazı ihtimaller bulunuyordu. İş insanın öldürüldüğü düşünülüyordu. Dursun şöyle devam etti: “Biz, iş insanı ile gelen gelen Alman vatandaşını inceledik. Baktık bu adam İstanbul’a geldikten bir gün sonra bir başka yabancı uyruklu kişiyle yurt dışına çıkmıştı. Ama bizim adamımızın herhangi bir çıkışı yoktu.”
ÖLDÜRÜLMÜŞ BULUNDU
Günler geçiyordu. Kayıp iş insanı her yerde aranıyordu. Derken 21 Ağustos günü gelen bir ihbar Kayıplar Masası’nı hareketlendirdi. Başakşehir’de ormanlık alanda bir erkek cesedi bulunduğu ihbarı geldi. Emekli polis memuru o detayları şöyle anlattı: “Parçalanmış bir insan cesedi olduğu haberi geldi. Ekibimle olay yerine geçtim. Ceset ormanlık alanda köpek ve diğer hayvanlar tarafından parçalanmıştı ancak ilk tespitlere göre bir erkek şahıstı. Olay yeri inceleme ekibi gerekli incelemeyi yaptıktan sonra cesedi Adli Tıp Kurumu’na gönderdik ve kimlik tespiti için çalışmalara başladık. Ceset, kız kardeşi tarafından teşhis edildi. Aradığımız kişi öldürülmüştü.”
O BİR HTS İNCELEME UZMANI
Öldürülen iş insanının kız kardeşinden, maktulün kullandığı cep telefonu numarasını alınarak hemen HTS kayıtları istendi. Telefon kayıtları gelene kadar iş insanının çevresindeki tüm kişileri mercek altına alarak incelediklerini belirten Dursun, olayın önce basit şekilde çözülecek gibi durduğunu düşündüklerini belirterek, “Burada takım olarak tam çalıştık. HTS kayıtlarının incelenmesi çok önemlidir. Gözden kaçıracağın ufak bir ayrıntı olayın iskeletini bozabilir. Oktay amirimiz tam bir HTS uzmanıdır. Emniyette onun üstüne kimseyi görmedim. Çünkü incelediği HTS kayıtlarında inanılmaz bir organizasyon şemasını ortaya çıkarttı” şeklinde konuştu.
PLANLAYRAK TASARLAYARAK ADAM ÖLDÜRME DOSYASI
Çıkarılan kayıtlara göre, iş insanı cinayetini “Tasarlayarak planlı bir şekilde cinayet işlenmiş” olarak görüldüğünü belirten Dursun, olayın önemli anlarından birinin de elde edilen isimler olduğunu belirtti. Durdun şöyle devam etti: “Telefon dökümleri incelemesi bitmişti. Amirimiz herkesi büyük olan odada topladı ve hangi şüpheli şahıs kiminle irtibatlı kim tetikçi kim lojistik destek sağlamış bir şemayla tüm ekiplere anlatıyordu. Hangi şüphelinin hangi arabada olduğunu arabayı kimin kullandığına kadar detayları verdi. Düşünün, bu işin içinde olup da araç kullanan kişiye kadar tespiti yapılmıştı.”
TUHAF GİDEN BİR DURUM VARDI
Öldürülen iş insanının zincirleme bağlantılarında, en üstteki kişiye kadar ulaştıklarını anlatan Dursun “Biz bu en üstteki iki kişinin de havalimanından kayıtlarına baktık. Ancak burada tuhaf bir şey vardı. Türkiye’ye giriş yapan iki önemli ismin yurt dışına çıkışı bulunamıyordu. Araştırdık, baktık ki en üstteki kişi o da yabancı uyruklu kişi, özel uçakla geliş gidiş yaptığı için geliş gidişlerde ayrı kapıları kullanmıştı. Tespit ettiğimiz yabancı şüphelilerin hepsi yurt dışındaydı” dedi.
“BAYRAMDA ORADAYIZ Bİ İSTEĞİNİZ VAR MI?”
Bunun üzerine yurt dışında olan şüphelilerin Türkiye’ye gelişlerini takip etmek için, İstanbul’da bağlantılı oldukları kişilerin telefonları dinlemeye alındı. Cinayeti azmettirdiği düşünülen iş insanı, Türkiye’deki bağlantıda olduğu kişiyle yaptığı telefon görüşmesinde “Bayramda ordayız bir isteğiniz var mı” diye sordu. Bu detay, polisin operasyon için hazırlıklara başlamasına neden oldu.
“ÇETE LİDERİ YA DA AZMETTİRİCİ YOKSA OPERSYON YOK”
Hazırlıklara başlandığını anlatan Dursun “Bizim bu olayda amacımız sadece olayı gerçekleştiren katili değil olayın içinde yer alan herkesi yakalamaktı. Mesela amirimiz Kapsız, toplantı da şunu söyledi: ‘Çete lideri ya da azmettirici yoksa operasyonda yok.’ Yani planlı bir cinayet ve olay varsa o olayda çete lideri veya azmettirici vardır. Bu tür olaylarda ele başlarını yakalamak da çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
“BAZEN BİR SIM KART KALEŞNİKOF ETKİSİ YAPAR”
Yapılan çalışmalar sonucunda 11 şüphelinin Türkiye’de olduğu belirlendi. Operasyon için düğmeye basıldı. Sarai Sierra’dan sonra Türkiye’de yapılan en önemli operasyonlardan biriydi. Ukrayna uyruklu iş insanın öldürülmesi gündemi sarsmıştı. Dursun operasyonu şöyle anlattı: “Her şüphelinin kaldığı adres tespit edilmişti. Operasyon öncesi amirimiz, ‘her yerde çok iyi arama yapın. Şüphelilerin olay zamanında kullandığı eski SIM kartlarını bulabiliriz. Çünkü bir SIM kart kalaşnikof etkisi yapacak kadar güçtedir’ dedi. 11 kişiyi yakaladık. Aramalarda birçok materyale el konuldu, bunların arasında olay zamanında kullandıkları SIM kartları da bulduk ve hesap hareketleri hepsi dosyaya delil olarak hepsi konuldu.”
14 MİLYON DOLARLIK CİNAYET
Yapılan soruşturmada iş insanının 14 milyon dolarlık bir tahıl ticareti sırasında çıkan anlaşmazlık sonucu öldürüldüğü iddia edildi. Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7 kişi yargılandı. Açılan soruşturmadan 1 yıl sonra, Mahkeme, 2 sanığın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Duruşmalardaki iyi hallerini göz önüne alan mahkeme, sanıkların cezalarını 25 yıla indirdi. Diğer 5 sanık da çeşitli cezalara çarptırıldı.
GÖZDE BÜRO OLDU
Önce Sarai Sierra ardından Ukraynalı iş insanı cinayetini çözen Kayıp Şahıslar Büro Amirliği en parlak dönemini yaşamaya başladı. Memurlar için sürgün yer olarak görülen bu yer, Asayiş Şube Müdürlüğü’nün gözde birimi haline geldi. Emekli polis memuru Dursun “Bu olayların ardından şöyle bir durum da yaşadık. Kayıplar hareketlendi. Artık Kayıplar polisine güven geldi. Çözdükleri dosyanın sonuna kadar gidiyorlardı.” diye sözlerine ekledi.