Yahya Sinvar, 1962 yılında Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus mülteci kampında dünyaya geldi. Filistin davasına olan ilgisi, çocukluk yıllarında başlayan ve genç yaşlarda hızla güçlenen bir motivasyon haline geldi. Yoksulluk ve çatışmalarla geçen bir çocukluk, Sinvar’ın Filistin halkının özgürlüğü için mücadele etmeye karar vermesinde büyük bir etken oldu. Genç bir öğrenci olarak direniş hareketlerine katılım gösterdi ve Filistin’in işgale karşı direnişi onun hayat felsefesi haline geldi.
Direnişle İlk Temas ve Hamas’ın Kuruluşu
1987 yılında, Filistin İntifadası sırasında Yahya Sinvar, İslami Direniş Hareketi olan Hamas’ın kurucuları arasında yer aldı. Bu dönemde, Sinvar, Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonları organize eden en önemli isimlerden biri olarak öne çıktı. Sinvar, Gazze’de Hamas’ın istihbarat birimi olarak bilinen ve hareketin güvenlik ağını oluşturan “El-Majd” adlı oluşumun kurucu liderlerinden biri olarak, hem İsrail’in istihbarat operasyonlarına karşı koyma hem de işbirlikçi unsurları temizleme faaliyetleri yürüttü.
Tutuklama ve Hapis Yılları
1988 yılında İsrail tarafından tutuklanan Yahya Sinvar, Filistinlilere yönelik şiddet eylemleri planlama ve organize etme suçlamasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. İsrail cezaevinde geçirdiği yaklaşık 23 yıl boyunca, Sinvar, Filistin direniş hareketlerinin önde gelen isimlerinden biri olarak kabul gördü. Cezaevindeyken de Hamas içindeki etkisini kaybetmeyen Sinvar, hem örgüt içerisindeki disiplini sağladı hem de dışarıdaki gelişmelere yön vermeye devam etti. Uzun yıllar hapishanede kalmasına rağmen, Sinvar ideolojik ve siyasi duruşundan ödün vermedi.
Esaret ve Serbest Bırakılma: Gilad Şalit Takası
2011 yılında İsrailli asker Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında düzenlenen esir takasında, Sinvar da serbest bırakılan Filistinli liderler arasındaydı. Bu takas, Sinvar’ın Hamas içinde daha da güçlenmesine ve siyasi sahnede önemli bir rol üstlenmesine yol açtı. Serbest bırakılmasının ardından Gazze’ye dönen Sinvar, Hamas’ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları ile sıkı bağlarını sürdürerek hem siyasi hem de askeri stratejilerin belirlenmesinde önemli bir konuma geldi.
Hamas’ın Liderliği: Strateji ve Direniş
2017 yılında Yahya Sinvar, Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki en üst düzey lideri olarak seçildi. Bu liderlik dönemi, Hamas’ın hem İsrail’e karşı silahlı direnişi güçlendirdiği hem de Filistin içi siyasi dengeleri yeniden şekillendirdiği bir süreç oldu. Sinvar, Hamas’ın daha militan bir tutum sergilemesine öncülük etti ve özellikle İsrail ile olan müzakerelerde taviz vermeyen bir çizgi izledi. Direniş hattını güçlendirmek ve Gazze üzerindeki ablukayı kaldırmak için mücadele etti.
Sinvar’ın Direniş Stratejisi ve İsrail ile Gerilim
Yahya Sinvar, İsrail’e karşı yürütülen direnişin en sert savunucularından biri olarak biliniyordu. Gazze’ye yönelik İsrail operasyonlarına karşı, silahlı mücadeleyi ön plana çıkaran Sinvar, İsrail’in hava saldırıları karşısında Gazze’nin askeri altyapısını güçlendirmeyi birincil hedef haline getirdi. Sinvar, aynı zamanda Mescid-i Aksa’ya yönelik İsrail saldırılarına karşı da sert tepki gösterdi ve bu durumu Hamas’ın direniş stratejisinin merkezine yerleştirdi.
Son Dönem ve Sinvar’ın Ölümü
2024 yılında, Yahya Sinvar İsrail’in hedefi haline geldi. İsrail, Sinvar’ın Hamas içindeki etkisini kırmak ve Gazze’deki direnişi zayıflatmak amacıyla onu hedef aldı. Yapılan bir hava saldırısı sonucunda Sinvar’ın öldürülmesi, bölgede büyük yankı uyandırdı. Sinvar’ın ölümü, Hamas için büyük bir kayıp olarak değerlendirilse de, örgüt içerisindeki ideolojik mirası ve direniş stratejileri, gelecekte de Hamas’ın politikalarının merkezinde yer almaya devam edecek gibi görünüyor.
Sinvar’ın Mirası ve Filistin Direnişi
Yahya Sinvar, Filistin direniş hareketinin sembol isimlerinden biri olarak tarihe geçti. Onun askeri ve siyasi liderliği, Hamas’ın bölgedeki rolünü ve stratejik duruşunu şekillendiren en önemli faktörlerden biriydi. Ölümü, İsrail ile Hamas arasındaki gerilimi tırmandırırken, Sinvar’ın direniş mirası ve Filistin davasına olan bağlılığı, Gazze’deki direnişin sembolü olarak yaşamaya devam ediyor.
Yahya Sinvar: Mücadele Yıllarında İsrail ve Ortadoğu’dan tepkiler….
İsrailli Yorumcular: Yahya Sinvar’a Düşman Gözünden Bakış
Yahya Sinvar, İsrail güvenlik ve askeri çevrelerinde uzun yıllar boyunca İsrail’in güvenliği için en büyük tehditlerden biri olarak görülmüştür. İsrailli gazeteciler, siyasetçiler ve güvenlik uzmanları, Sinvar’ı Hamas’ın askeri kanadının mimarı ve Gazze’de İsrail karşıtı direnişi şekillendiren kilit isim olarak değerlendirdi. Sinvar’ın liderliğinde Kassam Tugayları’nın güçlenmesi ve Hamas’ın daha militan bir strateji izlemesi, İsrail’in güvenlik politikalarını doğrudan etkiledi.
Örneğin, İsrail güvenlik analisti Amos Harel, Sinvar’ı “sert, acımasız ve ideolojik olarak taviz vermeyen bir lider” olarak tanımlamıştır. Harel, Sinvar’ın özellikle İsrail ile yapılan ateşkes görüşmelerinde katı duruşuyla bilindiğini ve İsrail’in Hamas’ı zayıflatma çabalarını sürekli olarak başarısızlığa uğrattığını vurgulamıştır. Sinvar’ın sertlik yanlısı politikası, İsrail’e yönelik roket saldırılarının artmasında önemli bir rol oynamıştır. Harel’e göre, Sinvar’ın liderliği, İsrail’in Güney’deki güvenlik stratejilerini sürekli olarak yeniden şekillendirmesine neden olmuştur.
Eski İsrail Savunma Bakanı Moshe Ya’alon ise Sinvar hakkında, “Filistin direniş hareketinin en tehlikeli figürlerinden biri” demiştir. Ya’alon, Sinvar’ın askeri zekâsı ve kararlılığıyla Gazze’deki Hamas güçlerini stratejik olarak geliştirdiğini ve İsrail’in askeri operasyonlarına karşı direnişi güçlendirdiğini belirtmiştir. İsrail’deki genel kanaat, Sinvar’ın barış görüşmelerine hiçbir şekilde yanaşmayan, silahlı direnişi en etkin yol olarak gören bir lider olduğudur.
Ortadoğu’dan Yorumlar: Mücadeleye Verilen Destek ve Eleştiriler
Yahya Sinvar’ın liderliği, Ortadoğu’da Filistin direnişinin sembollerinden biri haline gelirken, bölgedeki ülkeler onunla ilgili oldukça farklı görüşlere sahipti. Hamas’a destek veren ülkelerde Sinvar, direnişin kahramanı ve İsrail’e karşı savaşın lideri olarak yüceltilirken; bazı Arap ülkeleri, İsrail’le normalleşme sürecine girdiklerinden dolayı, Sinvar’a ve Hamas’ın stratejilerine daha temkinli yaklaşmıştır.
İran: Direnişin Sarsılmaz Lideri
İran, Yahya Sinvar’ı Filistin direniş hareketinin en önemli simalarından biri olarak gördü. Sinvar’ın Hamas’ın askeri kanadını güçlendirme çabaları ve İsrail’e karşı silahlı direnişi teşvik eden politikaları, İran tarafından büyük bir takdirle karşılandı. İran’ın resmi yayın organları, Sinvar’ın Gazze’de direniş hareketini birleştirici rolüne sık sık vurgu yaptı ve İsrail karşısında direnişi asla bırakmayan lider olarak onu öne çıkardı. İran’da yayın yapan Press TV, Sinvar’ı “Siyonist işgalcilere karşı mücadelede durmaksızın çabalayan bir direniş sembolü” olarak nitelendirdi.
Katar ve Türkiye: Stratejik Lider ve Direnişin Sesi
Katar, Yahya Sinvar’ın Hamas’taki etkisini ve İsrail karşısındaki sert tutumunu destekleyici bir pozisyon aldı. Katar merkezli Al Jazeera, Sinvar’ı, “Filistin topraklarını savunma mücadelesinin kilit liderlerinden biri” olarak betimledi. Özellikle Gazze Şeridi’ndeki insani kriz ve İsrail ablukası karşısında Sinvar’ın kararlı tutumu, Katar’ın Hamas’a verdiği destekle paralel bir çizgide yorumlandı.
Türkiye’de ise Sinvar, Gazze direnişinin liderlerinden biri olarak muhafazakar bir kesim tarafından saygıyla anıldı. Türkiye’deki bazı medya organları ve muhafazakar akademik çevreler, Sinvar’ı İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırılarına karşı duran bir lider olarak değerlendiriyordu. Sinvar’ın İsrail’e karşı verdiği mücadele, Türkiye’nin bölgedeki Filistin yanlısı politikalarıyla örtüşüyordu. Türk medyasında sık sık, Sinvar’ın İsrail’e karşı direnişinin sadece bir askeri değil, aynı zamanda ideolojik bir liderlik olarak da Filistin davasını güçlendirdiği vurgulandı.
Suudi Arabistan ve BAE: Temkinli ve Mesafeli Bir Duruş
İsrail’le normalleşme sürecine giren Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Yahya Sinvar’a yönelik daha temkinli bir tutum sergiledi. Bu ülkelerde, Hamas’ın daha radikal ve askeri kanadını yöneten Sinvar’a karşı açık bir destek dile getirilmedi. Ancak Arap dünyasındaki direniş sembollerine yönelik genel hassasiyet nedeniyle, doğrudan eleştirilerden de kaçınıldı. Bu ülkelerdeki medya organları, Sinvar’ı, Filistin davasının liderlerinden biri olarak görse de, İsrail ile artan diplomatik ilişkiler nedeniyle bu konuya fazla odaklanmadılar. Al Arabiya, Sinvar hakkında yaptığı haberlerde daha tarafsız bir dil kullanarak, onun askeri başarılarını vurgulamak yerine, diplomatik dengeyi korumayı tercih etti.
Sinvar’ın Ortadoğu’daki Farklı Görüşlerle Karşılanan Liderliği
Yahya Sinvar, Ortadoğu’daki Filistin yanlısı direniş grupları tarafından kahraman bir lider, İsrailli güvenlik yetkilileri ve yorumcular tarafından ise “en tehlikeli düşman” olarak görülmeye devam etti. Onun stratejik liderliği, Ortadoğu’daki güç dengelerini etkileyen ve Filistin davasına olan uluslararası bakışı yeniden şekillendiren bir unsur oldu. Hem direnişin sembolü hem de bölgedeki siyasi dengeleri zorlayan bir figür olarak Yahya Sinvar, Ortadoğu’nun çatışmalı tarihinin önemli aktörlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.