ABD seçimi sonucu Türkiye için önemli sonuçlar yaratabilir. Yeni ABD Başkanı’nın izleyeceği politika, Türkiye-ABD ilişkileri açısından yeni bir dönemi de başlatabilir.
Önce yakın dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinde neler yaşandı ona bakalım;
ABD İLE HANGİ SORUNLAR YAŞANDI?
Başkanlık şansını koruyan Donald Trump‘ın görev döneminde, inişli çıkışlı bir grafik sergileyen Türkiye-ABD ilişkileri Joe Biden’ın döneminde bölgesel gelişmelerin etkisinde bir seyir izledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Biden arasındaki ilk yüz yüze görüşme, ABD Başkanı koltuğa oturduktan beş ay sonra, 14 Haziran 2021’de Brüksel’deki NATO zirvesinde gerçekleşti.
Biden ile Erdoğan, Kabil Havalimanının işletilmesi ve güvenliğinin Türkiye’ye bırakılması konusunda mutabakata vardı.
Ancak Amerika Birleşik Devletleri, aynı yılın Ağustos ayında askerlerini planlanandan önce Afganistan’dan çekince Kabil’i kaos içinde bıraktı. Bu kaos, Türkiye’nin de bölgeye bakışı etkiledi ve yeni değerlendirmeler yapıldı. Aynı yılın Eylül ayında iki lider Birleşmiş Milletler’in 76. Genel Kurulu toplantıları için New York’taydı. Erdoğan, gazetecilere Türk-Amerikan ilişkilerinde sağlıklı bir sürecin işlemediğini Biden’la iyi başlamadıklarını söyledi.
Türkiye-ABD ilişkileri Biden dönemine mesafeli başlarken, bir yandan da Türkiye,, ABD’ye 40 adet F-16 savaş uçağının alımı ve 79 adet F-16’nın modernizasyonu için talepte bulundu.Bu talebe Biden’ın olumlu yanıt vermesi, havanın yumuşamasında rol oynadı.
İki lider beş ay içinde ikinci yüz yüze görüşmesini gerçekleştirirken adres Roma’ydı.
F16 KRİZİ HALA TAZE
G20 zirvesi marjında buluşan Erdoğan ile Biden, ilişkileri geliştirmek için ortak mekanizma kurulmasında mutabık kaldı.
ABD’nin terör örgütü YGP’ye desteği ve Türkiye’nin F16 talebi buluşmanın önemli başlıklarından oldu.
İki ülke ilişkilerinde uzun süre F16 engeli aşılamadı. Daha sonra bu konuda olumlu gelişmeler yaşandı.
Ankara, Biden yönetimine “Kongre üzerinde ağırlığını koymuyor” eleştirileri yöneltti, Washington yönetimi “Kongre’de Türkiye’ye dönük olumsuz algının azalması için zaman kolladığı” mesajlarını gönderdi.
İki lider, Haziran 2022’ye gelindiğinde Madrid’deki NATO zirvesinde bir kez daha buluştu.
Zirve, Rusya’nın Ukrayna saldırılarının gölgesinde sürerken; ikili görüşme de Türkiye’nin itirazının aşılarak İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğinin önünü açan Madrid mutabakatından bir gün sonra gerçekleşti.
Bir sonraki görüşmenin adresiyse Bali’ydi.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımını mümkün kılacak protokolleri askıda tutan Ankara, F-16 talebiyle ilgili yanıt bekliyordu.
Bu süreçte Erdoğan ile Biden’ın her buluşması, Türkiye’nin F-16 talebi ve İsveç’in NATO’ya üyeliği dosyalarının geniş yer tuttuğu bir çerçevede geçti.
Türkiye, önce Mart 2023’te Finlandiya ile ilgili protokolü onayladı.
Finlandiya, aynı yılın Temmuz ayında Vilnius’taki NATO zirvesine yeni üye olarak katıldı.
Ancak İsveç, Türkiye’nin itirazını sürdürmesi nedeniyle NATO’nun kapısında kaldı.
Zirve öncesi Türkiye’nin yaktığı yeşil ışık, iki liderin görüşmesine olumlu yansıdı.
Mekanizma, 2022 Nisanı’ndan 2024 Martı’na kadar yedi toplantı yaptı.
Toplantılarda varılan mutabakat çerçevesinde terörle mücadele istişareleri de yeniden başlatıldı, istişarelerin ilki Ankara’da gerçekleştirildi.
İlişkilerin seyrini belirleyen süreçte İsveç, Türkiye’nin onayıyla NATO ittifakına katıldı..
Ankara’nın İsveç konusunda adım atmasına eş zamanlı olarak Washington’ın F-16’lar konusunda harekete geçmesi bekleniyordu.
O konuda da, Joe Biden’ın Kongre’ye mektubu,, ABD Dışişleri Bakanlığının Kongre’yi yaptığı resmi bildirim ve satışa ilişkin kabul mektubunun imzalanmasıyla süreç tamamlandı.
Taslak tedarik takvimine göre Türkiye’nin yeni F-16’larından ilkini 2028 yılında teslim alması planlanıyor….
İki ülke, İsveç’in NATO üyeliği ve F-16 savaş uçaklarının satışının onaylanmasıyla ilişkilerde önemli bir eşiği atlarken, Ankara,, 2. dünya savaşından bu yana gerçekleşen en büyük esir takasına ev sahipliği yaptı.
MİT ABD’YE REHİNE KRİZİNDE DESTEK OLDU
7 ülkeden 26 rehine, Milli İstihbarat Teşkilatı koordinesinde ülkelerine gönderildi.
ABD Başkanı Biden, operasyonu Beyaz Saray’dan canlı takip etti.
İki ülke ilişkilerinin en büyük sınaması Ekim 2023’te başlayan Gazze savaşıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Gazze konusundaki tavrını da eleştirdi. Erdoğan Biden’la yaptığı telefon görüşmesinde de “İsrail’i durdurmak için tarihi sorumluluğunuzu yerine getirin” çağrısı yaptı.
İki ülke arasındaki ilişkiler, seçimler öncesinde bu noktadaydı. Yeni Başkan ile bu dosyalar yeniden gündemede gelecek.
TRUMP SEÇİLİRSE TÜRKİYE NASIL ETKİLENİR?
Donald Trump’ın Başkanlık görevinde ülke içerisinde getirdiği kısıtlamalar ABD’de ve dünya genelinde büyük eleştiriler aldı
ABD’nin Trump öncesinde de, Afganistan ve Irak’a demokrasi götürmedeki başarısızlığı, Washington’ın Mısır’da 2013 yılında gerçekleşen askeri darbeyi desteklemesi ve Trump dönemi sonunda 6 Ocak 2020 tarihinde yaşanan ABD Kongresi baskını, ülke içerisinde giderek artan popülist ve ayrıştırıcı söylemlerle birlikte liberal yönetim modelinin kendi içerisinde yaşadığı meşruiyet krizini ortaya koymaktaydı.
Özellikle Trump’ın kürtaj, eğitim ve sınır güvenliği konusundaki politikalarını eleştiren Demokrat Başkan adayı Harris, eski Başkan’ın 6 Ocak 2021 Kongre baskınındaki rolüne de dikkat çekmiştir. Trump’ın başkanlığı döneminde dünyada neler yaşandı ve nasıl bir politika izlediğini ana baylıklarıyla bakmak gerekli:
-Donald Trump yönetimi, ulusal çıkarları ön planda tutarak, çok taraflı anlaşmalar ve uluslararası iş birliklerini sorgulamıştır.
– Transatlantik ittifak içerisinde farklılaşan çıkarlar ve serbest ticari kısıtlamaya yönelik artan yaptırımlar uluslararası yapıdaki tek ses olma özelliğini kaybetmesine yol açmıştır.
– Sistemik ayrımcılık kapsamında, Trump yönetiminin göçmenlik ve iç politika uygulamaları, sistematik ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine yol açtığı yönünde geniş çapta eleştirilere neden olmuştur.
– Amerika içerisinde “biz ve onlar” söylemleri altında ifade edilen gruplar arasında siyahî ırk da yer almaktadır. Göçmenlik politikaları, özellikle mülteci ve azınlık topluluklarına yönelik ayrımcılıkla ilişkilendirilmiştir. Bu dönemde, Trump, medya ve basın organlarını sıkça hedef almış ve “sahte haber” olarak adlandırdığı haberlerle mücadele etmiştir.
Trump’ın Başkanlığı sırasında ortaya çıkan COVID-19 pandemisi ise dünya genelinde ve ABD’de büyük bir kriz yarattı. 2019 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını, demokratik devletlerin başarısızlığını ortaya koyarak, sınırların daha belirgin hale gelmesine ve bencil davranışların daha ön plana çıkmasına yol açtı
– Donald Trump’ın Müslümanla yönelik artan eylemleri, İslamofobinin yükselişi, ayrımcılık ve ırkçılığın yükselişinin bir sonucu olarak görüldü.
TRUMP İLK DÖNEMDE TÜRKİYE’YE NASIL BAKTI?
Trump, Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya çalışsa da, 4 yıllık süre içerisinde ülkeye yönelik artan yaptırım eylemleri ve sert söylemleri ile dikkat çekti.Trump döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin kurumsal zemini epey zayıfladığine ilişkin yorumlar yapıldı.
Trump’a selefi Barack Obama’dan miras kalan en önemli sorunlardan biri, ABD’nin “DEAŞ/IŞİD ile mücadele” bahanesiyle Suriye’de YPG/PKK terör örgütüne verilen destek oldu.
İkili ilişkilerde ön plana çıkan önemli bir konu ise Rahip Brunson’ın tutuklanması olmuştur. Brunson davasında mahkeme, üç kez tahliye talebini reddedip 25 Temmuz 2018’de de Brunson’ın hapis cezasını ev hapsine çevirince, dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Trump, Türkiye’ye yönelik yaptırım tehdidinde bulundu. 2018’de ise, Beyaz Saray, yine Brunson davası nedeniyle Türkiye’ye yönelik çelik ve alüminyumda gümrük vergisinin iki katına çıkarıldığını duyurmuştu.
TRUMP İLE S-400 KRİZİ YAŞANDI
Washington ile Ankara arasında son yılların en derin krizi, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini almasıyla başladı. Bu dönemde yaşanang elişmeler ana başlıklarıyla şöyle oldu:
– NATO üyesi olan Türkiye’nin NATO üyesi olmayan bir ülke ve hatta en büyük tehdit olarak tanımlanan Rusya ile yaptığı S-400 anlaşması, ABD tarafından büyük bir yaptırım (CAATSA) ile sonuç buldu.
– Pentagon, 17 Temmuz 2019’da Kongre’nin baskısıyla Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programı ortaklığını askıya aldığını açıkladı. Donald Trump, Türkiye’ye yönelik olumlu yaklaşımına rağmen 4 yıllık görev sürecinde, ikisi Brunson davası, ikisi S-400 alımı, biri de YPG/PKK’ya yönelik operasyonlar olmak üzere “Türkiye’ye 5 kez yaptırım uygulamış ABD Başkanı” olarak tarihe geçti.
– İkili ilişkilerin geleceğine en büyük darbe ise FETÖ olayları tarafından gerçekleşmiştir. 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimine kadar varan faaliyetleri de iki ülke arasındaki ilişkilerde 4 yıl boyunca masaya gelen konu oldu. Fethullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) kurucusunun ABD’den iadesi 7 kez istenmesine rağmen olumsuz sonuçlanmıştır. Dolayısıyla, Trump’ın, Türkiye’ye yönelik olumlu yaklaşımına rağmen iki ülke arasında son yılların en derin çatlakları ve en çalkantılı ilişkileri Trump döneminde meydana geldi.
TRUMP SURİYE’DEN ÇIKABİLİR Mİ?
Trump yönetiminde Washington’ın Suriye politikasında Türkiye’nin arzu ettiği bazı değişikler olabilir. Bunların arasında ABD’nin YPG’ye desteğini çekmesi ve Suriye’den çekilmesi var. Trump’ın bu yönde niyet beyanı olmuş olsa da o dönem ilk döneminde bu kararlar, o yönetimdeki yetkililer tarafından bloke edilmişti
BİDEN VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Demokrasi başlığı altında önemli girişimlerde bulunan ABD’nin 46. Başkanı Joe Biden, küresel sorunlar karşısında daha aktif rol oynayan çok taraflılığı ve uluslararası ittifakları yeniden canlandırma çabası içinde bulunan, NATO ve diğer uluslararası organizasyonlarla iş birliğine önem veren bir lider olDU.
Biden yönetiminin Müslüman dünyaya yaklaşımına (örneğin Trump dönemi seyahat kısıtlamalarının kaldırılması) ve İran’la nükleer anlaşmaya dönme konusuna daha olumlu bakması önemli gelişmeler arasında yer almıştır.
Joe Biden ile Türkiye arasında Trump yönetimine nazaran daha uyumlu iş birliği ön plana çıkarken, dönemsel olarak yaşanan önemli ayrışmalarda dikkat çekmektedir. Örneğin, Biden, Ocak 2020’de New York Times editörleri ile yaptığı bir görüşme sırasında, demokratik yollarla görevden uzaklaşması için Türk muhalefetini destekleyebileceklerini ifade etti.
– Trump yönetiminde olduğu gibi Joe Biden ve ekibi de Türkiye ilişkilerde en önemli sorun olarak Rusya Federasyonu’ndan alınan S-400 hava savunma sistemlerini görüyor. Biden döneminde de en zor başlıklardan biri S-400 sorunu olmuştur. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini alması üzerine, ABD Türkiye’yi önce F-35 savaş uçağı programından çıkardı akabinde de CAATSA yaptırımlarını uyguladı.
KAMALA SEÇİLİRSE TÜRKİYE NASIL ETKİLENİR?
Türk-Amerikan ilişkileri önümüzdeki dönemde geçmişte yaşanan krizlerin giderilmesine yönelik seyir izleyebilir.
Donald Trump ve ekibinin öngörülemez, tek taraflı ve çoğu zaman ideolojik yaklaşımlarının ön plana çıkmasından dolayı, Joe Biden’ın adayı olan Kamala Harris’in koltuğa geçmesi sonucunda Türkiye ile ilişkilerinde daha iyi olacağı yönündeki algı ön plana çıkmaktadır.
– Trump, Suriye’de, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonuna yeşil ışık yaktı ve Türkiye’ye geçici bir avantaj sağladı ama sonuçta Suriye’yi de Rusya’ya bıraktı. NATO içinde bir çatlak istemeyen Biden yönetimi ile aynı görüşte yer alan Harris yönetiminin varlığı Türkiye için daha önemli olarak görülüyor.
KAMALA’NIN KABİNESİ ÖNEMLİ
Uzmanlar, Harris’in kabinesinde görev alması beklenen isimlerin Ankara ile ilişkiler üzerinde etkisi olabileceğini vurguladı. Bu isimlerin arasında Harris’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Phil Gordon da var. Türkiye’yi yakından tanıyan Gordon, hem Bill Clinton hem de Barack Obama başkanlığındaki Demokrat yönetimlerde dış politikada önemli roller üstlenmişti.
Sözde Ermeni Soykırımı iddialarına yönelik politikilar, F-35’lerin satışı, S-400’ler konusunda uygulanan yaptırımlar, FETÖ’cülerin iadesi, Kıbrıs Sorunu ve beraberinde İsrail’e yönelik artan ABD desteği en önemli başlıklar arasında yer alacak. Trump’ın Ukrayna Savaşı’nı bitirmeye yönelik artan söylemleri Ankara’nın dikkatini çekerken, ABD’nin İsrail’e yönelik tutumu da yakından izlenecek önemli bir konu olacak.