Taksiler, modern şehir yaşamının ayrılmaz bir parçası olarak uzun bir tarihe sahip. İlk bakışta basit bir ulaşım aracı gibi görünse de, taksiler tarih boyunca çeşitli şekillerde toplumlara hizmet etti. At arabalarıyla başlayan bu serüven, elektrikli araçlardan benzinli taksilere, ardından mobil uygulamalarla çağırılan modern taksilere kadar büyük bir dönüşüm geçirdi. Peki, taksi kavramı nasıl ortaya çıktı ve bugünlere kadar nasıl evrildi?
İLK KAMUSAL TAŞIMA ARAÇLARI: HACKNEY TAŞITLARI VE AT ARABALARI
Taksinin ilk örnekleri 17. yüzyıl başlarına dayanır. 1605 yılında Londra’da, yaya nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde, insanların bir yerden bir yere taşınmasını sağlayan Hackney Coach adı verilen at arabaları hizmet vermeye başladı.
Zamanla, bu hizmet Londra’nın çeşitli noktalarına yayıldı ve 1635 yılında İngiltere’de Hackney Carriage Yasası çıkarılarak at arabalarıyla yapılan bu ulaşım şekli ilk kez yasal bir düzenlemeye tabi tutuldu. 1636’da Londra’da ilk resmi taksi durağı Strand’de yer alan Maypole Inn’in önünde açıldı.
Benzer bir gelişme Fransa’da da yaşandı. 1637 yılında Paris’te Nicolas Sauvage, “fiacre” adı verilen ve kiralanabilen at arabaları ile hizmet vermeye başladı. Londra’da ise 1662 yılında Hackney Taşıtları için lisans verilmeye başlandı.
Bu dönemlerde taşımacılık çoğunlukla at arabalarıyla yapılıyor olsa da, toplumun ulaşım ihtiyacını karşılamak için her iki ülkede de düzenli olarak hizmet veren bu araçlar oldukça popüler hale geldi.
HANSOM CAB’İN İCADI VE YAYILMASI
1834 yılında İngiliz mimar Joseph Hansom, daha hızlı, hafif ve ekonomik olan Hansom Cab’i icat etti. Hansom Cab, iki tekerlekli ve tek bir atla çekilen bir arabaydı. Bu yeni taşıtın en önemli özelliği, geleneksel hackney taşıtlarına göre daha hızlı ve manevra kabiliyetinin yüksek olmasıydı.
Londra’dan başlayarak, Paris, Berlin, St. Petersburg ve New York gibi birçok büyük şehirde yaygınlaştı. Özellikle şehir içinde kısa mesafelerde hızlı ve hesaplı ulaşım sağladığı için tercih edilen bu araç, 19. yüzyıl boyunca oldukça yaygın bir kullanım gördü.
TAKSİMETRENİN İCADI VE MOTORLU TAKSİLERİN DOĞUŞU
Modern anlamda taksi kavramının doğuşu, 1891 yılında Alman Friedrich Wilhelm Gustav Bruhn tarafından icat edilen taksimetre ile başladı. Taksimetre, bir yolculuğun süresini veya mesafesini ölçerek adil bir ücretlendirme sağlamak için kullanılan bir cihazdır. Bu buluş, yolcuların hangi mesafeye ne kadar ödeme yapacaklarını bilmesini sağladı ve taşıma ücretlerinde şeffaflık sağladı.
1897 yılında Londra’da “Hummingbirds” olarak bilinen elektrikli taksiler kullanılmaya başlandı. Taksilerin çıkardığı vızıldama sesi nedeniyle bu adla anılan bu araçlar, İngiltere’de şehir içi ulaşımda bir dönüm noktası oluşturdu.
DÜNYA SAVAŞLARINDA TAKSİLERİN ROLÜ VE RADYO İLETİŞİMİNİN GELİŞİMİ
Birinci Dünya Savaşı sırasında Paris’teki taksiler, Fransız askerlerini cepheye taşımak için kullanıldı. Taksiler, yalnızca asker taşımakla kalmadı, aynı zamanda yaralıları taşımak ve mültecileri tahliye etmek için de kullanıldı.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, 1940’lı yıllarda taksilerde iki yönlü radyo iletişimi kullanılmaya başlandı. Bu teknoloji, taksi şirketlerinin şoförleriyle hızlı ve etkin bir şekilde iletişim kurmalarını sağladı ve müşteri taleplerine anında yanıt vermelerini mümkün kıldı.
TAKSİLERİN SARARMA SERÜVENİ VE 20. YÜZYILDAKİ GELİŞİMLER
Taksilerin sarı rengi, 20. yüzyılın başlarında New York’ta bir sembol haline geldi. 1907 yılında New York’ta taksi şirketi kuran Harry Nathaniel Allen, dikkat çekici olması için taksilerini sarıya boyamıştı. 1967’de ise New York’ta taksilerin standart olarak sarı renkte olması zorunluluğu getirildi. Bu sayede, yolcular taksileri diğer araçlardan kolayca ayırt edebiliyordu.
GÜNÜMÜZDE TAKSİLER VE TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜM
Günümüzde taksi hizmetleri, teknolojinin gelişimiyle birlikte daha güvenli, konforlu ve hızlı bir hale geldi. Cep telefonları üzerinden taksi çağırma uygulamaları, yolcuların istedikleri noktadan kolayca taksiye ulaşmasını sağlıyor.
Kaynak: Ingogo, Motor Cities, Go Comfort