Netanyahu’nun ofisinin sızıntılarla ilgili iddiaları reddetmesine rağmen, İsrail Ordu Radyosu’na konuşan bir şüphelinin avukatı, Başbakan’ın bizzat sızıntının merkezindeki gizli bilgileri yabancı medyaya teslim ettiğini iddia etti. Bu bilgiler, Gazze’deki rehinelerle ilgili kritik belgeler ve Netanyahu’nun rehine krizine yönelik planlarına dair detaylar içeriyor. Ancak sızıntıların, Başbakanlık medya ekibinden Eliezer Feldstein’ın kendi inisiyatifiyle mi yoksa Netanyahu’nun talimatıyla mı gerçekleştiği henüz belirsiz.
Avukat Michael Weitman, İsrail istihbarat birimlerinde görevli yedek bir subay olan müvekkilinin, Feldstein aracılığıyla bilgileri doğrudan Netanyahu’ya ulaştırdığını belirtti. Sızdırılan belgeler üzerindeki yayın yasağı devam etse de, bilgilerin Eylül ayında Alman Bild gazetesine sızdırılan ve Hamas’ın rehineler konusunda İsrail içinde siyasi ayrılıkları derinleştirme stratejisini öne süren belgelere dayandığı düşünülüyor.
Hükümet Krizi ve Gazze İşgali
Gazze işgalinin ardından Netanyahu hükümetine yönelik eleştiriler artıyor. Hamas’ın 7 Ekim saldırılarından önce yapılan istihbarat uyarılarının ciddiye alınmaması, hükümet içinde güven krizine neden oldu. Lahav 433 biriminin yürüttüğü soruşturmalar, Netanyahu’nun ofisindeki yetkililerin, 7 Ekim saldırısından önceki ve sonraki toplantıların resmi protokollerini manipüle ederek Başbakan’ın doğrudan sorumluluğunu azaltmaya çalıştığını iddia ediyor.
Bu iddialar, Netanyahu hükümetinin Gazze operasyonları sırasında artan siyasi baskılarla birleştiğinde, koalisyon ortakları arasında derin çatlaklara yol açtı. Özellikle koalisyonun aşırı sağ kanadından gelen sert güvenlik politikaları, hem İsrail içinde hem de uluslararası arenada eleştirilere neden oluyor.
Başbakanlık Ofisi’nin Tepkisi
Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, sızıntı iddiaları “asılsız” olarak nitelendirildi ve şu ifadeler kullanıldı:
“Gençlerin hayatları, hükümeti yıpratmayı amaçlayan bu iddialarla yok ediliyor. Demokratik bir ülkede, insanlar yirmi gün boyunca hücrede tutulup sahte ifadeler vermeye zorlanmaz.”
Ancak sızıntıların İsrail’in güvenliğine ciddi zarar verdiği, İran, Hizbullah ve Hamas’a kritik bilgilerin sızmasına yol açtığı iddiaları da açıklamada vurgulandı. Gazze işgalinin gölgesinde artan bu tür krizler, Netanyahu hükümetinin geleceğini tehlikeye sokuyor.
Hükümetin Geleceği Tehlikede
Gazze’deki rehine krizi ve hükümetin bu durumu yönetme biçimi, Netanyahu’nun liderliğine yönelik güvenin zayıflamasına neden oldu. Koalisyon ortakları arasındaki gerilimler, İsrail siyasetinde yeni bir seçim olasılığını gündeme getirebilir. Bu süreçte, güvenlik politikalarının başarısızlığı ve hükümetin içeriden sarsılmasına yol açan sızıntılar, Netanyahu’nun üzerindeki baskıyı artırıyor.
Netanyahu hükümetinin bu krizle nasıl başa çıkacağı ve Gazze operasyonlarının uzun vadeli etkileri, İsrail’in iç siyasetinde kritik bir dönemin habercisi olarak görülüyor.
