Manisa’da fabrika kurma hazırlıklarına devam eden Çinli otomotiv üreticisi BYD, yeni dönemde Türkiye’de satışa sunacağı otomobilleri ve bu modellerin fiyatlarını önceki hafta açıkladı.
Fiyatların açıklanması ile birlikte ise, kamuoyunda büyük bir tartışmanın da fitili ateşlendi.
Bu tartışmaların detaylarına geçmeden önce, BYD’nin Türkiye’ye yatırım kararı almasından sonra yaşananları hatırlamakta fayda var.
2026’DA MANİSA’DA ÜRETİME BAŞLAYACAK
BYD ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasında yaz aylarında imzalanan anlaşmaya göre, Çinli üretici Türkiye’ye 1 milyar dolarlık yatırım yapacak. Türkiye’ye 27 yılın ardından ilk kez doğrudan bir otomotiv yatırımı anlamına gelen bu anlaşma kapsamında, yıllık 150 bin adet kapasiteli otomotiv fabrikası kurulacak, 2026 yılından itibaren de tesiste elektrikli ve plug-in hibrit modeller üretilecek.
Çin’den ithal edilen tüm yakıt türlerindeki otomobillere, 8 Temmuz itibari ile yüzde 40 ek gümrük vergisi uygulanmaya başlanmıştı. Yerli üreticileri korumak ve pazardaki yerli araç payını artırmak üzere alınan bu karar kapsamında, Çinli otomobil markalarının ithal ettikleri araçları ek gümrük vergisine maruz kalmadan satmalarının tek yolu ise Türkiye’ye yatırım yapmaları olarak belirlenmişti.
Dolayısı ile, 1 milyar dolarlık yatırım anlaşması sayesinde, BYD’nin yerli üretime geçene kadar da ek gümrük vergisine maruz kalmadan otomobillerini Türkiye’de satabilmesinin önü açılmış oldu.
‘SATIŞA BAŞLAYACABİLECEĞİMİZ KONUSUNDA BİLGİLENDİRİLDİK’
Öte yandan, BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, 10 Temmuz’da düzenlenen basın toplantısında, “Yatırım teşvik belgesi Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra, Kasım-Aralık aylarında araçlarımızı daha ulaşılabilir bir şekilde sunmaya başlayacağız” ifadelerini kullanmıştı.
Ergun’un bahsini ettiği ve otomotiv sektöründe merakla takip edilen ‘teşvik belgesi’ henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Fakat, 15 Kasım tarihinde markanın Türkiye’de satışa sunduğu otomobillerin fiyatlarının açıklandığı basın toplantısında bu konuya değinen BYD Türkiye Genel Müdürü Ergun, “Türkiye’de satışa başlayabileceğimiz konusunda bilgilendirildik, hemen akabinde de ithalata başladık. Diğer modellerimizi de ileride Türkiye’de satışa sunacağız” bilgilerini verdi.
Bu açıklamalardan, kamuoyuna detayları açıklanmasa bile, BYD’nin Türkiye’ye yapacağı yatırım kapsamında ‘teşvik belgesi’ni aldığı ve diğer Çinli markaların aksine yüzde 40 ek gümrük vergisine maruz kalmadan ithalata başlayabildiği anlaşılıyor.
İşte bu noktada, Çinli markanın ‘teşviklere’ rağmen açıkladığı fiyatların yüksek kaldığına yönelik yoğun bir eleştiri yapılıyor.
VERGİSİZ FİYATLAR 6 AYDA NE KADAR ARTTI?
BYD, Nisan 2024’te hibrit motora sahip Seal U DM-i modelini Türkiye’ye getirdi. D-segment SUV bir model olan otomobilin Nisan ayındaki lansmana özel kampanyalı fiyatı 2 milyon 90 bin TL olarak açıklandı. Aracın liste fiyatı ve kasko değeri ise 2 milyon 340 bin TL’ydi.
Bu otomobilin üç gün önce açıklanan yeni fiyatı 1 milyon 850 bin TL. Yani, eski liste fiyatına göre yüzde 21 düşüş söz konusu. Çinli markanın açıkladığı fiyatları yüksek bulanlar ise, otomobilin Nisan ayındaki vergisiz fiyatı üzerinden yapılan bir hesaplama ile Seal U DM-i’nin yeni fiyatının 1 milyon 500 bin TL seviyesinde olması gerektiğini savunuyor. Bu noktada, aradan geçen 6 ayda vergisiz fiyatların değişimine bakmak gerekliliği doğuyor.
BYD’nin Nisan’daki lansman döneminde açıklanan fiyatları yüzde 80 ÖTV, yüzde 20 KDV ve Çin’den ithal edilen ürünlere uygulanan yüzde 10 gümrük vergisi ile şekilleniyordu. Ayrıca, Seal U DM-i’nin Nisan ayındaki vergisiz fiyatı da, markanın fiyat listelerinde 964 bin TL olarak açıklanıyordu.
Hatırlanacak olursa, plug-in hibrit güç ünitesine sahip Seal U DM-i’nin ÖTV oranı, Temmuz ayında yapılan güncelleme ile yüzde 80’den yüzde 30’a düştü. Dolayısı ile, otomobilin üç gün önce açıklanan 1 milyon 850 bin TL’lik yeni liste fiyatı, artık yüzde 30 ÖTV ve yüzde 20 KDV oranları ile şekilleniyor. Ayrıca, Türkiye’ye yapılacak yatırım kapsamında, BYD’nin otomobilleri Çin’den ithal edilen ürünlere önceden beri uygulanan yüzde 10 gümrük vergisi ve yaz aylarında çıkarılan yüzde 40 ek gümrük vergisine maruz kalmadan Türkiye’ye giriş yapıyor.
Bu oranlar, Kasım ayından itibaren satışına başlanan ‘teşvikli’ Seal U DM-i’nin vergisiz fiyatının 1 milyon 186 bin TL olduğunu gösteriyor. Yani, aracın vergisiz fiyatının Nisan-Kasım döneminde yüzde 23 kadar arttığı anlaşılıyor.
Şimdi bu hesaplamayı, Seal U DM-i ile Türkiye’ye aynı dönemde giriş yapan bir başka model olan Volkswagen Tiguan üzerinden yapalım.
Nisan ayında Türkiye’ye gelen üçüncü nesil Tiguan’ın başlangıç fiyatı 2 milyon 35 bin TL olarak açıklanmıştı. Yüzde 80 ÖTV ve yüzde 20 KDV ile şekillenen aracın fiyatına göre yapılacak bir hesaplamada, Tiguan’ın başlangıç paketinin vergilerden arındırılmış fiyatının Nisan ayında 942 bin 130 TL olduğu anlaşılıyor.
Kasım ayında ise Tiguan’ın başlangıç fiyatı 2 milyon 305 bin TL’ye yükseldi. Aracın vergisiz fiyatı ise yaklaşık 1 milyon 64 bin TL olarak açıklanıyor. Rakamlar, VW Tiguan’ın vergisiz fiyatının Nisan-Kasım döneminde yüzde 13 kadar arttığını bizlere gösteriyor.
Hesaplamalar, Türkiye’ye aynı dönemde giriş yapan iki otomobilin 6 aylık vergisiz fiyat değişiminde yaklaşık 10 puan fark çıktığını bizlere gösteriyor. Aynı dönemde dolar kurunun yüzde 8, euro kurunun ise yüzde 4 arttığını belirtelim. Bu noktada, BYD Seal U DM-i’nin vergisiz fiyatındaki 6 aylık değişimin, kur artışı haricinde diğer maliyetlerden de kaynaklandığı söylenebilir.
SATIŞLARDA GELENEKSEL MODELİ İZLİYOR
Otomotiv sektöründe satış sistemi gelenekselleşen bayi modeli üzerinden işliyor. Bu sisteme göre, fabrikadan çıkan araçlar önce distribütörler tarafından satın alınıyor. Distribütörler ise yetkili bayilerine satış yapıyor. Tüketiciler de araçlarını bayilerden satın alıyor. Bu sistemde, önce ana üretici firma, sonra distribütör ve en son da bayiler kâr ediyor. Yani, bir otomobilin üzerinde üç ayrı kâr aşaması bulunuyor.
Tesla ve Togg gibi yenilikçi firmalar ise, satışlarında bayi modelini benimsemiyor. Bu gibi üreticiler, otomobillerini kendileri online kanallar üzerinden satıyor, teslimat noktalarından tüketici ile buluşturuyor. Böylece, bayi satış modelindeki ‘üçlü kâr’ aşaması olmadan kullanıcılar araçlarını satın alabiliyor. Günümüzde az sayıda firma bu modeli benimsiyor. Fabrikadan doğrudan satış olarak tanımlanan bu yeni sistem, tüketicilere ‘maliyetine’ araç satın almayı vaat etse de, satış sonrası hizmetlerde bayi sistemine göre yetersiz kalmak ile eleştiriliyor.
BYD ise, Türkiye’deki pazarlama & satış operasyonunu klasikleşen distribütör ve bayi modeli üzerinden yürütüyor. Dolayısı ile, firmanın açıklanan yeni fiyatlarından da distribütör firma sorumlu tutuluyor.
Son günlerde, BYD’nin Türkiye’de açıkladığı fiyatları, markanın Almanya’daki fiyatları üzerinden karşılaştıranların sayısı da bir hayli fazla. Fakat unutulmamalı ki, BYD geçtiğimiz Eylül ayında şirketin Almanya distribütörü olan Heating Electric Mobility’yi satın alacağını duyurmuştu. Yani Avrupa’nın en büyük pazarında, kendi araçlarını doğrudan kendisi satacak. Dolayısı ile, Almanya’da satılan BYD modelleri ile Türkiye’de satılan modellerin maliyet farkını bu noktadan değerlendirmek de önemli.
Sonuç olarak, BYD’nin Türkiye’ye yatırım kararı alması sonrası, toplumun büyük bir kesiminde markanın fiyatlarında çok yüksek oranda bir indirim gerçekleşeceği beklentisi oluşmuştu. Bu haklı beklentinin karşılanıp karşılanmadığını ise BYD’nin önümüzdeki dönemde ulaşacağı satış adetleri gösterecek.