Bugün işyerinde hala içeriğine anlam veremediğimiz bir bilgi paylaşıldı, 19 Kasım Dünya Erkekler Günü! Böyle bir gün olduğunu ilk defa duyan ekip tabii ki, “Zaten dünyanın 364 günü erkeklere ait, bir de özel gün mü buldunuz” haklı tepkisini gösterdi. Biz bulmadık, Trinidad Tobagolu bir adam bulmuş. Bu tarihi seçmesinin sebebi ise babasının doğum günü olması! Cinsiyet eşitsizliği kadınlar aleyhine başta Türkiye olmak üzere dünyanın her yerinde bir vaka olarak dururken, Dünya Erkek Günü neymiş, ona bir bakalım.
Bugün, Dünya Erkekler Günü. 1999 yılından beri kutlanan Dünya Erkekler Günü, erkeklerin ve erkek çocuklarının yaşadıkları zorlukların ve deneyimlerin ele alınmasının önemini vurgulayan bir etkinlik. Erkeklerin ruh sağlığının öneminin vurgulanması amaçlanıyor.
Dünya Erkekler Günü, her yıl 19 Kasım’da kutlanan, ebeveyn yabancılaşması, istismar, evsizlik, intihar ve şiddet de dahil olmak üzere erkeklerin karşılaştığı birçok sorun için küresel bir farkındalık günü.
Bugün aynı zamanda erkeklerin ve erkek çocuklarının yaşamlarını, başarılarını, katkılarını vurgulamak için tasarlanan özel bir gün.
Proje 1999 yılında Trinidad ve Tobago’da başlatılıyor.
Projeyi başlatan Jerome Teelucksingh, 19 Kasım’ı babasının doğum gününü onurlandırmak ve aynı zamanda 1989’da Trinidad ve Tobago futbol takımının Dünya Kupası’na katılma çabalarıyla ülkeyi nasıl birleştirdiğini kutlamak için seçiyor.
Teelucksingh, Dünya Erkekler Günü’nü sadece cinsiyete dayalı bir gün olarak değil, erkekleri ve erkek çocukları etkileyen tüm sorunların ele alınabileceği bir gün olarak tanıtıyor. Teelucksingh’e göre bu projenin temel amacı şu:
“Toplumsal cinsiyet eşitliği için çabalamak ve sabırla toplumdaki erkeklerle ilgili olumsuz imajlar ve damgaları ortadan kaldırmak.”
Dünya Kadınlar Günü’nün aksine, Dünya Erkekler Günü Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak tanınmıyor.
Projenin resmi sitesine göre ise bugünün anlam ve önemi ise şunlar:
Erkek sağlığının korunması: Gerektiğinde tıbbi tavsiye ve destek arayarak, erkekleri fiziksel ve ruhsal sağlıklarına öncelik vermeye teşvik etmek.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin savunulması: Toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve hem erkekleri hem de kadınları etkileyen zararlı klişelere ve davranışlara meydan okumak.
Pozitif erkekliği desteklemek: Pozitif erkek rol modellerini teşvik etmek; sadece film yıldızları ve sporcular değil, düzgün, dürüst hayatlar yaşayan sıradan, işçi sınıfı erkekler.
Pozitif gelecek: İnsanların güvende olabileceği ve tam potansiyellerine ulaşmak için büyüyebileceği daha güvenli, daha iyi bir dünya yaratmak.
Ancak ataerkil bir dünyadayız. Tabii ki toplumlar her noktada adil ve adil rekabetçi bir bakış açısı geliştirmeli ancak farkındalık yaratılması gereken kesim erkekler. Ki bu sebeple bugünün ‘kutlanması’ uluslararası alanda da tartışmaların odağında.
Birleşik Krallık’taki York Üniversitesi’nde 2015 yılında Dünya Erkekler Günü’nü anmak için planlanan etkinlikler, 13 Kasım’da açık bir mektup imzalayan yaklaşık 200 personel, öğrenci ve mezunun baskısı üzerine üniversite tarafından iptal ediliyor.
Mektupta, ‘erkek sorunlarını vurgulayan bir günün, eşitsizlikle mücadele etmediği, sadece mevcut, yapısal olarak dayatılan eşitsizlikleri güçlendirdiği’ savunuluyor ve üniversitenin “Eşitlik ve Çeşitlilik Komitesi’nin” etkinliği destekleyen bir açıklaması, ’12 kişilik üniversite üst yönetim grubunun dörtte üçünün erkek olduğu gerçeği göz önüne alındığında özellikle kaba’ olarak nitelendiriliyor.
Danimarka’da ise durum farklı ele alınıyor. Danimarka’daki erkekler 19 Kasım 2010 tarihinde kendi Dünya Erkekler Günü kutlamalarını yapmayı planlayan bir grup oluşturuyor. Grubun sözcüsü Martin Pavón, bu tarihin Kadınlar Günü’nün siyasi bir muadili ya da kadınlara karşı olmadığını söyleyerek, “Bu fırsatı temiz ve dürüst hayatlar yaşayan ve topluma olumlu katkılarda bulunan sıradan erkekleri tanıtmak için kullanmak istiyoruz” diyor. Yani insan olmanın gerekliliklerini yerine getiren erkeklerin, kadınlara zulmetmediği için tebrik edilmesi günü.
Peki Kadınlar Günü nasıl ortaya çıkmıştı?
“Kadınlar Günü”, 8 Mart 1857’de New York’ta kadın konfeksiyon işçileri tarafından gerçekleştirilen bir protestonun anısına düzenlenmeye başlanan bir gün. Kadınların emek ve hak mücadelesinin ürünü.
Ağustos 1910’da Danimarka’nın Kopenhag kentinde Sosyalist İkinci Enternasyonal’in genel toplantısı öncesinde bir Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı düzenleniyor. Kısmen Amerikalı sosyalistlerden esinlenen Alman delegeler Clara Zetkin, Käte Duncker, Paula Thiede ve diğerleri, tarih belirtilmemesine rağmen yıllık bir “Kadınlar Günü” oluşturulmasını öneriyor. 17 ülkeyi temsil eden 100 delege, kadınların oy hakkı da dahil olmak üzere eşit hakları teşvik etmek için bir strateji olarak bu fikri kabul ediyor.
Ertesi yıl, 19 Mart 1911’de, ilk Dünya Kadınlar Günü Avusturya-Macaristan, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de bir milyondan fazla insan tarafından kutlanıyor. Sadece Avusturya-Macaristan’da 300 gösteri yapıldı, kadınlar Viyana’daki Ringstrasse’de Paris Komünü’nde hayatını kaybedenleri onurlandıran pankartlar taşıyarak yürüdü. Avrupa genelinde kadınlar oy kullanma ve kamu görevlerinde bulunma hakkı talep etti ve istihdamdaki cinsiyet ayrımcılığını protesto etti.
Bugün hala kadına karşı şiddet, iş dünyasındaki adaletsizlikler, kadının üzerinde söz sahibi olduğunu düşünen kalabalıklar, “Yemeği kadın yapar, parayı erkek kazanır” gibi geçerliliği olmayan içi boş kurallar; modern dünyanın hala kurtulamadığı eski yaraları. Politik ve jenerasyonlarca süren bir mücadelenin ürünü Dünya Kadınlar Günü. Bir adamın babasının doğum gününü onurlandırmak için, “Erkeklerle empati kuralım” temalı yarattığı bir gün değil.
