Ali Erbaş’tan Sıla bebek açıklaması: İdamsa idam öyle değil mi?

Ali Erbaş'tan Sıla bebek açıklaması: İdamsa idam öyle değil mi?

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “2 yaşındaki bebeğe yapılanları görüyorsunuz. Kanunlarda caydırıcılık var mı? İsterseniz bin sene ceza verin. Yatarım, nasıl olsa yemeğim de geliyor. Efendim, suyum da veriliyor. Caydırıcı mı bu? İşte bunu düşünmemiz lazım. Caydırıcı olması, ölümse ölüm. İdamsa idam öyle değil mi? Nasıl caydıracağız?” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 37’nci Ahilik Haftası kutlamaları kapsamında Kırşehir’e geldi. İlk olarak Kırşehir Valiliği’ni ziyaret eden Erbaş, ardından Ahi Evran Külliyesi’ne geçerek Şed Kuşatma Töreni’ne katıldı. Yılın çırağı, kalfası ve ahisine şedler kuşatıldı.

Burada açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Hem Ahilik Haftası hem de Peygamber Efendimiz Mevlid-i Şerifi’ni aynı zamanda idrak ediyoruz. İki güzel haftayı birlikte kutluyoruz elhamdülillah. Biraz önce burada Kur’an-ı Kerim okuyan hocamızın okuduğu ayetler, müminlerin kurtuluş vesilelerini ifade eden ayetlerdir. Son iki ayetinde Ahilik Hafta’mıza işaret eden mesajlar var. Orada Rabbimiz buyuruyor ki, ‘O kurtuluşa ulaşmak isteyen müminler, emanetlere riayet ederler ve sözlerinde dururlar.’ İşte ahiliğin özünde de bu vardır. Emanete riayet etmek. Peygamber Efendimiz, ‘Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçekten iman etmiş olamazsınız’ buyuruyor. Onun için mümin olmanın özelliklerinden birincisi; söz verdiği zaman sözünde durmak, ikincisi konuştuğu zaman doğru söylemek, üçüncüsü emanete riayet etmek diye buyuruyor Peygamber Efendimiz. Bunların tam tersi de münafıklığın alametleri; konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiği zaman sözünde durmaz. Kendisine emanet edilen şeye riayet etmez” dedi.

‘HER BİRİMİZ, BİRBİRİMİZE EMANETİZ’

Erbaş, şöyle devam etti:

“Öncelikle bedenimiz, ruhumuz bize emanet. Sonra her birimiz, birbirimize emanetiz. Ailemiz, işimiz ve sorumlu olduğumuz kişiler bize emanet. Peygamberimiz, ‘Hepiniz emriniz altında bulunanlardan sorumlusunuz’ buyuruyor. Bizim medeniyetimiz birlik, beraberlik birbirimize sahip çıkmayla, yardımlaşmayla, dayanışmayla ahilik anlayışını ortaya koymuştur. Kur’an-ı Kerim’de 255 kadar ayette, yardımlaşma dayanışma birbirimize destek olma konusunda mesaj var. Demek ki ahilik medeniyetinin kaynağı, Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamber Efendimizin hadisi şeriflerine dayanıyor. Cenabıhak bu güzellikleri devlet, millet, medeniyet olarak her daim yaşatmayı hepimize nasip eylesin.”

ULUSLARARASI AHİLİK SEMPOZYUMU’NA KATILDI

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ahi Evran Üniversitesi’nde düzenlenen 7’nci Uluslararası Ahilik Sempozyumu’na katıldı. Burada konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Hem onlardan istifade edelim hem de kendimiz bir şeyler yapalım. Bir ilaç patentimiz olsun. 100 yıldır eczacılık fakültelerimiz var; ama bir tane patentimiz yok. Bize ait bir tane ilaç patenti yok. Binlerce çeşit ilaç var. 80, 90 senedir ne yapıyoruz? Niye bir ilaç patentimiz yok? Niye bir aşımız yok? Tıpta da böyle olmalıyız. İlaç sanayinde de böyle olmalıyız. Bu alanlarda kendimiz, kendimizi çok iyi noktalara getirmeliyiz. İşte o zaman daha iyi yetişen, çok daha iyi noktalara gelmiş bir millet olacaktır inşallah” dedi.

‘AHİLİK KARDEŞLİK DEĞİL, KARDEŞİMCİLİKTİR’

Erbaş, “Ahilik kardeşlik değil, kardeşimcilik demektir. Bak ne kadar sıcak. Kur’an’da müminler ancak kardeştir. Aslında kardeşlerinizin arasını düzeltiniz; herhangi bir sıkıntı, bir anlaşmazlık olduğu zaman diyelim ki 2 esnaf arasında bir anlaşmazlık oldu. Ahilik gereği onların arasını düzelteceksiniz. Birbirinizin arasında Ahilik olmazsa, sevgi kardeşlik olmazsa gerçekten iman etmiş olamazsınız. Sevgiye bakar mısınız? Sevgi böyle bir şey. Onun için medeniyetimizin adına, ‘sevgi medeniyeti’ diyoruz. Bizim medeniyetimiz, sevgi medeniyeti. Birbirimizi sevmedikçe imanımız kemale ermez. Peygamberimiz öyle buyuruyor” diye konuştu.

‘İDAMSA, İDAM ÖYLE DEĞİL Mİ’

Ahiliğin en önemli alanlarından birisinin dayanışma olduğuna değinen Erbaş, “8 yaşındaki kızımızı katlettiler. Ne olacak peki? Bulunsa, katil tespit edilse ne olacak? Kaç sene yaşarsa yaşasın; peki bizim acımız dinecek mi? Caydırıcılık özelliği olan bir kanun işletmiş olacak mıyız? 2 yaşındaki bebeğe yapılanları görüyorsunuz. Kanunlarda caydırıcılık var mı? İsterseniz bin sene ceza verin. Yatarım, nasıl olsa yemeğim de geliyor. Efendim, suyum da veriliyor. Caydırıcı mı bu? İşte bunu düşünmemiz lazım. Caydırıcı olması, ölümse ölüm. İdamsa idam öyle değil mi? Nasıl caydıracağız?” dedi.

Exit mobile version